"Komutandan şok itiraflar!.."

A -
A +

Bugüne kadar özellikle internet sitelerine pek çok sayıda ses ve görüntü kaydı düştü. Bir kısmı ilgili taraflarca yalanlandı. Fakat önemli bir kısmı yalanlanmadı veya yalanlanamadı! "Sükut ikrardan gelir" sözü fehvasınca, bu ses ve görüntü kayıtlarının büyük bir bölümü; zaman içerisinde başka bilgi, bulgu ve gelişmeler ışığında doğrulandı, kesinlik kazandı. Bir kısmı mahkemelerde dava konusu olarak, sıcak gündemde kalmaya devam ediyor. Örnek mi istiyorsunuz? Hatırlayınız, kendi askerî birliğimizin döşemiş olduğu mayınlara, yedi tane askerimizin basarak hayatını kaybetmesi olayı, ilk önce bir ses kaydı ile faş olmuştu... Bu mahut örnekleri epeyce çoğaltabiliriz ama gerek yok. Çünkü bunların hemen tamamı, artık kalıcı bir biçimde topluma mal olmuş, medya arşivlerinde de geniş yer kaplayan ve artık unutulması, unutturulması da mümkün olmayan önemli ve trajik kayıtlardır. Bir kısmı hakikaten skandal niteliğindedir. Bazıları bu ses ve görüntü kayıtlarının muhtevasından ziyade, kim tarafından ve nasıl sızdırılabildiğini daha çok mesele yaptı. Vay efendim, böyle bir şeyi nasıl yaparlar!.. Elbette hukuki açıdan, izinsiz yapılan kayıtlar, suç konusudur. Bu işin bir boyutu. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var!.. Yani, bütün bu kayıtlara konu teşkil eden işlem ve eylemler... Ki, çoğunluğu baştan aşağı suç teşkil eden, temelde anayasal düzeni hedef alan; kanunlarla birlikte devletin ve vatandaşların güvenliğini de ihlal eden, müebbet dahil büyük ağır cezalar gerektiren fiillerdi. Nitekim bahse konu kayıtların işaret ettiği durumlar, çok geçmeden yasal delillerle belgelendi ve yargı sürecine havale edildi. Bu özeti neden yaptım? Elektronik medyaya yeni bir ses kaydı düştü. Bu kayıtla ilgili gelişmeler nasıl seyreder, henüz belli değil... Ancak kısa süre öncesine kadar, TSK'nın en üst noktasında görev yapan ve kendi isteği ile emekliye ayrılan bir komutana ait olduğu iddia edilen ses kaydı, hakikaten şoke edici! Şöyle ki, ses kaydının muhtevası, Türkiye'nin son çeyrek yüzyılda yaşadığı sayısız acı olayın bir nevi izahı mesabesinde... Burada dile getirilen hususlar, her biri ayrı facia niteliğindeki hadiselerin niçin vukua geldiğini, yahut neden bir türlü önlenemediğini, net bir biçimde bize anlatıyor. Bu ses kaydının kabul veya inkâr edilmesi hiç fark etmez. Zira anlatılanların tamamı, hakikaten bu ülkede cereyan etti. Burada ise, bir nevi işin perde arkası irdeleniyor... Yapılan öz eleştiri kapalı devre ve en yetkili ağızdan olduğu için, tartışma götürecek bir tarafı yok. Şimdiye kadar, bu türden ses ve görüntü kayıtlarını, kimi meslektaşlarımız gibi ele alıp işlemedim. Hukuk eğitimi almış bir kişi olarak, bu konuda fazlasıyla hassasiyet gösterdim. Yine aynı noktadayım. Ancak bu kaydın muhtevasına ilgisiz kalamadım. Teferruatını medya organlarından okursunuz. Felaket!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.