Fransa Parlamentosu'nda, bugün uçuk-kaçık Ermeni soykırım iddiaları tasarısıyla ilgili olarak dananın kuyruğu kopuyor. Kopsun bakalım! Fransa da böylece boyunun ölçüsünü almış olur. Son yıllarda dış politikalardaki bütün hamlelerinde (Başta Irak, Suriye ve Lübnan olmak üzere...) çuvallayan Fransa, şimdi de Ermenistan'a oynuyor. İyi de bu nasıl bir oynama!.. İlerleyen yaşı sebebiyle, artık emekliye ayrılması gerektiğine dair tavsiyeler alan Chirac; Ermenistan'a gidip o malum anıtı da ziyaret ediyor ve kendi kendine gelin güvey olup Türkiye'ye sözde soykırımı tanıma çağrısı yapıyor. Yaşlı Chirac'ın hangi akla hizmet ettiği belli olmayan bu şovu, yabancı adamları tarafından alaya alınıyor. İngiltere'nin AB'den sorumlu eski bakanı, İşçi Partisi Milletvekili Denis Macshane şöyle diyor: "Bu durum Tony Blair'in Madagaskar veya Cezayir'e gidip, Fransız askerlerinin oradaki isyanlar sırasında yerli halka yaptıkları konusunda Fransa'nın özür dilemesini istemek gibidir..." Ama olsun, Başkanlık koltuğunu bir dönem daha işgal edebilir miyim derdindeki yaşlı politikacı, bu tuhaf şovu yapıyor. Onun en güçlü rakibi olarak tanıtılan Sarkozy de, o mahut tasarıyı parlamentoya getirerek puan toplamaya çalışıyor. Bugün görüşülecek tasarı, uzmanların görüşüne göre Fransız Anayasasına açıkça aykırı. Yani kanunlaştığı takdirde, Fransa'nın Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesine kesin gözü ile bakılıyor. Öte yandan böyle bir kanun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de açıkça aykırı. Yani buna dayanılarak verilecek mahkumiyet kararları, AİHM'de kesin olarak bozulacaktır... Ama bütün bunlara rağmen Fransa'da bir "akıl tutulması" yaşanıyor. Ermenistan'ın dahi istemediği bir şeyi yapmakta ısrar ediyor. Medyaya yansıyan haberlere göre; Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan; "Türkiye ile münasebetlerimiz düzelme yolunda. Bu tasarı ilişkilere zarar verebilir. Onun için geri çekiniz..." diye Jaques Chirac'a istekte bulunmuş. Ama Fransızların ayakları yerden kesik. Söylenenleri duyacak durumda değiller! Bu tasarı Fransız Meclisinden geçse bile hemen kanunlaşmıyor. Senatoda da oylanıp kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması gerekiyor. Dolayısıyla kanunlaşma süreci istendiği kadar uzatılabilir. Yani sümenaltı da edilebilir!.. Geçen sene Parlamentodaki oylama prosedürü öne sürülerek bu tasarı engellenmişti. Ancak bu defa geçmesine kesin gözü ile bakılıyor. Geçsin bakalım! Fransa eski imparatorluk hayali ile kendisini dev aynasında görmeye devam ediyor. Ancak devran çok değişti, köprülerin altından çok su aktı. Fransa bu hareketiyle, Türkiye'ye karşı takındığı hasmane tutumdan asıl kendisinin zarar gördüğünü anlayacaktır. Bu hareket iki ülke münasebetlerini derinden yaralayacaktır. Tabii Türk-AB ilişkileri de çok zarar görecektir. Zaten bunu pompalayanlar, özellikle Türkiye'yi AB'den tutmak isteyen çevrelerdir. Ama sonuca bakmak lazım. Türkiye'nin tarihinde soykırım yoktur. Engizisyon yoktur. Pogromlar yoktur. Sömürgecilik yoktur. Ama bunlarının hepsi Fransa'nın geçmişinde vardır!.. Bunun da ötesinde Fransa, Ermenilerin başına gelen olaylardan birinci derecede sorumludur. Tarihi belgeler bunu ortaya koymaktadır. Nitekim Genelkurmay'ın daha yeni yayınladığı iki cilt kitap Fransa'nın suçluluğunu tescil etmektedir. "Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918" başlıklı sekiz ciltlik yayın dizisinin 3 ve 4. ciltleri Genelkurmay ATASE ve Denetleme Başkanlığı Yayınlarından piyasaya çıktı. Bu yayınlarda Ermeni terör örgütü Hınçak'ın Paris'ten yönetildiği ve yönlendirildiği orijinal belgelerle ispatlanıyor... Gaziantep, Maraş ve Adana'da, Fransız askeri üniformaları giyen ermeni çeteleri tarafından yapılan katliamların belgeleri de sunuluyor. Ermenileri bu suça tahrik ve teşvik eden Fransa, Marsilya'ya anıt dikmekle, sözde soykırım kanunu çıkartmakla, işlediği tarihi cürümden aklanamaz. Bu tasarı Fransa'nın başına çok iş açacak... Şimdi bizim canımız sıkılıyor ama, daha sonra Fransızlarınki sıkılacak!