Kurtlar Vadisi - Filistin ve Mavi Marmara raporu...

A -
A +

israil'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy, Yahudi halkı için çok önemli bir gün olan (Holokost günü) 27 Ocak'ta, Kurtlar Vadisi -Filistin filmi galasının yapılmasını anlamakta zorluk çektiğini söylemiş... İsrail, altmış küsur seneden beri Yahudilerin soykırıma uğraması konusunu, her dakika gündemde tutarak ve her dem fazlasıyla istismar da ederek, uluslar arası arenada işlediği pek çok insanlık suçunu kamufle etmeye, hatta bunu meşru göstermeye çabalamaktadır. Doğrusu bugüne kadar, bu alanda büyük başarı da göstermiştir. Şüphesiz bu başarının arkasında, "Sam Amca"nın kayıtsız desteği bulunuyor!.. Filistin halkının altmış küsur seneden beri maruz kaldığı katliam ve soykırım ise, ne yazık ki dünya devletleri tarafından büyük bir vurdumduymazlık ve pişkinlikle izleniyor. Filistin'deki insanlık suçunun faili olan İsrail ve zulmü hakkında, son olarak BM İnsan Hakları Konseyi tarafından hazırlanan rapor (Goldstone raporu) yeterince fikir veriyor. İşin tuhaf tarafı şu ki, İsrail bir tarafta bu zulümleri fütursuzca sürdürürken, diğer yanda konuyu işleyen bir filmin gösterimine dahi tahammül edemiyor... Mesela Yahudi Lobisinin etkisiyle, Almanya'da 27 Ocak'tan itibaren gösterime girecek olan film yasaklanabiliyor. İsrail bir tarafta, Yahudilerin tarihi seyir içinde uğradığı zulüm ve baskıları gündemde tutarak, diğer yandan kendisini Amerika'nın dev aynasında görerek; kurulduğu günden beri uluslar arası hukuku ısrarla çiğnemeye devam etmektedir. Etrafındaki zayıf Arap rejimlerinin pozisyonu ve şüphesiz, özellikle Amerikan koruma zırhı sayesinde şimdiye kadar yaptığı hukuksuzluk hep yanına kar kaldı! Ama bu devran böyle gitmeyecek... Neden gitmeyecek? Zira ABD'nin küresel hegemonik gücü giderek azalıyor. Yani kalın koruma zırhı giderek inceliyor. Beri tarafta dünyanın stratejik ve güvenlik dengelerinde meydana gelen değişimler, 1948 - 2010 yılları arasındaki soğuk savaş ve kaos döneminin yapılanmalarını kökünden sarsmaya devam ediyor. Yani özetle söyleyecek olursak, hem ABD hem de İsrail için zemin daralıyor. Her ikisi de eskisi gibi at koşturamayacaklar... İsrail'e komşu Arap başkentlerinde, Washington himayesi yerine halkın desteğini arkasına almış olarak işbaşına gelecek yönetimler, şimdiki gibi her şeye boyun eğmeyecekler. Arap alemindeki dönüşümü geciktirme, bu mümkün olmazsa olabildiğince kontrol altında tutma girişimleri de bir noktadan sonra sonuç vermeyecektir. Bunu hem ABD, hem İsrail çok iyi biliyor. İşte Irak ve Afganistan'daki tablo... İşte Lübnan'daki gelişmeler. Ve işte Tunus'tan sonra Kahire sokaklarında baş gösteren gelişmeler... Bütün buralardaki gelişmeler kesinlikle Amerika ve İsrail'in lehine değildir, son tahlilde de olmayacaktır! Amerika dahi, bugüne kadar Irak ve Afganistan'da işlediği insanlık suçlarının (Gizli ve mobil işkence merkezleri vs.) hesabını er veya geç vermek durumunda kalacaktır. Zira insanlığa karşı işlenen bu suçlar, dünyanın her tarafında, ABD'ye karşı öfke ve nefret dalgalarını yükseltmiştir. Aynı durum İsrail için de geçerlidir. Cumhurbaşkanı Gül'ün ifadesiyle tekrarlarsak, İsrail'in "şımarık bir tavırla" hazırladığı Mavi Marmara raporunun hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Ve İsrail eninde sonunda, Mavi Marmara'daki insani yardım görevlilerine karşı yaptığı küstahlığın bedelini ödeyecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.