Bir "kutuplaşma" lafıdır gidiyor... İyi de, kim kutuplaştırıyor, kim ayrıştırıyor bu toplumu? Kim veya kimler ha bire kin ve nefret tohumları ekiyor?.. Bir taraftan ateşi söndürüyormuş gibi yapıp; diğer taraftan ha bire körükleyenler, herhalde insanları aptal yerine koyuyor! Hani bir yandan garibanı döverken, diğer yandan "Ah sırtım!" diye bağıran kodaman hikâyesi var ya... Ona benzer bir durumla karşı karşıyayız. "Kutuplaşma tehlikesi" anonsları, aslında hedef şaşırtma!.. Ama, fitne ateşine her gün benzin dökenlerin; sureti haktan görünmesine artık kimse kanmıyor... Zira modern teknoloji sayesinde, bunların söyledikleri, yazdıkları, yaptıkları vs. her yönüyle müdellel bir şekilde ortaya konuyor. "Ergenekon soruşturmasının, iddianamesi bile hâlâ ortada yok..." diyerek, güya hukuki süreci sorgulamaya kalkanlara, Başsavcı cevap veriyor: "Konu ile ilgili yüz binlerce sayfa tutan bilgi-belge ve de malzeme var. Bunların tefriki, tasnifi, değerlendirilmesi elbette zaman alacak..." Hem bu telaşın sebebi ne? Ucunun bir yerlere uzanmasından korkanlar mı var?!. Orta yerde devleti; rejimi, toplumsal barışı çok ciddi şekilde tehdit eden vahim bir hazırlığın varlığını, bu noktada kim inkâr edebilir? Ordunun envanterinde yer alan onlarca bomba (ve daha başka çok miktarda silah...) çetelerin elinde ne geziyor? Bunlar aceleye gelecek şeyler değil... Bu arada, suç işleyen veya suça karışan kişilerin yaşlılığı, onların soruşturulması için engel midir? İlerlemiş yaşına rağmen; birileri hâlâ militanlık yapıyorsa, suç örgütleri ile birlikte hareket ediyorsa, onları yönlendiriyorsa... sırf yaşı ilerlemiş diye kovuşturmadan muaf mı tutulacak?.. Ancak bir haksızlık varsa, genç-yaşlı olmasına bakılmaksızın mağdur adına hak aranır. Milliyet'ten Hasan Cemal, dün çok önemli bir yazı yazdı. 1971'de, darbe yapıp bir dikta rejimi kurmak isteyen cuntanın içyüzünü, "içerden bir tanık" olarak çok çarpıcı biçimde ortaya koyuyor... Bir de, 12 Mart Muhtırası ile bertaraf edilen "9 Mart Darbesi" aktörlerinin, bir süre sonra nasıl da demokrat kahramanlar haline gelebildiklerini izah ediyor... O gün, bir kısım darbecilerin ordunun en üst kademesinde yer alıyor olmasından dolayı; darbe teşebbüsünün yeterince soruşturulamaması, sinsi tezgâhların gün yüzüne gerektiği gibi çıkarılamaması, bugün hâlâ daha benzer tertiplerin sürüyor olabilmesini sağlamıştır!.. Şu halde: Yaşına, başına, rütbesine, makamına filan bakmadan; anayasayı rafa kaldırmak için, icabında ülkeyi bir iç çatışmaya götürmeye niyetlenecek kadar, gözü dönmüş kişiler, işlediği suçların hesabını vermelidir. Hele kimilerinin sicili öteden beri bu alandaki sabıkalarla kabarıksa... Yani birilerinin onları "ünlü", "saygın" vs. diye parlatmaya kalkması, adaleti engellememelidir.