Laiklik tartışılamaz mı?

A -
A +

Yeni Adli Yılın açılışı töreninde Yargıtay Birinci Başkanı Osman Arslan'ın; laikliğin tanımının yeterince açık olmadığı yolundaki konuşması, nedense bazı çevrelerde rahatsızlığa yol açmıştı. Laikliği bir dogma gibi, tartışılamaz ve sorgulanamaz kabul eden bazı kalemler, Başkan Arslan'ın konuşmasını farklı yönlere çekerek, kendilerince bir takım şüphe ve tereddütlere işaret etmişti. Yargıtay Başkanı bunların bir kısmına epeyce ayrıntılı cevaplar verdi. Diğer taraftan Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın laikliğin yeniden tartışmaya açılmasını istemesi de yine bazı çevrelerde kuşku ve hatta tepki ile karşılandı. Bazı köşe yazarları, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'un; Kara Harp Okulu'nun yeni öğretim yılına başlaması töreninde yaptığı konuşmada; "Laikliğin yeniden tartışmaya açılmak istenmesini anlamak mümkün değil..." sözünün Bülent Arınç'a cevap olduğu yolunda yorumlar yaptı... Laiklik gerçekten tartışılamaz mı? Bu soruya laikliğin beşiği kabul edilen bir ülkeden; Fransa'dan bir örnekle kısaca cevap verilebilir: Zaman Gazetesi'nde yer alan bir habere göre, yaklaşmakta olan Fransa Devlet Başkanlığı seçimlerinin en güçlü adaylarından olan İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, Fransız laikliğini yeniden tartışmaya açtı. Haberi birlikte okuyalım: "... Laikliğin çağın gerçeklerine göre yeniden yorumlanmasını isteyen Sarkozy, Fransa'nın Müslümanların cami ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmesini istiyor. Aynı zamanda dinlerden sorumlu bakan olan Sarkozy, geçtiğimiz yıl kutlanan 1905 laiklik yasasının yüzüncü yıldönümünde kanunun gözden geçirilmesi için iki ayrı komisyon kurdurmuştu. Prof. Jean-Pierre Machelon başkanlığındaki komisyon, hazırladığı raporu geçen hafta İçişleri Bakanına sundu. Sarkozy bunun üzerine bir asır önce çıkarılan yasanın ülkenin yeni gerçeklerine göre düzenlenmesini isteyerek laiklik konusunda "gerçek bir tartışma" istediğini söyledi. Din-devlet ilişkilerinin hukuk boyutu üzerine çalışan Machelon Komisyonu, yerel yönetimlerin ibadet yerlerinin inşasına mali yardımda bulunmasına izin verilmesini öneriyor. Bu durum özellikle Fransa'da yaşayan beş milyonu aşkın müslümanı ilgilendiriyor. 1905 laiklik yasası düzenlenirken İslam'ın Fransa'da etkin olmadığınıa ve bundan dolayı da Müslümanların ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulmadığına dikkat çeken Komisyon, devletin kiliseler gibi cami yapımına da yardım etmesi gerektiğini savunuyor. Önerinin, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Fransa'da yeni bir laiklik tartışması başlatması bekleniyor. Çünkü Fransa'nın tabularından sayılan 1905 yasası, din-devlet ilişkilerini ayırırken devletin bir dini tanımasını ve finanse etmesini kesinlikle yasaklıyor. Fakat Katoliklerin bastırması üzerine 1905'te var olan ibadet yerlerinin bakımı ve korunması yasa kapsamının dışında tutulduğu için yerel yönetimlerin kiliselere yardım etmesine izin veriliyor. Bugün, çok sayıda Fransız şehrinin sembolü haline gelen katedraller yerel yönetimler tarafından finanse ediliyor. 1950 yıllarında başlayan göç dalgasıyla Fransa'ya yerleşen Müslüman nüfusun büyümesi ve Müslümanların cami inşasında karşılaştıkları maddi engeller, yasayı yeniden gündeme taşıdı... Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bazı belediyeler, anayasal yasağa rağmen son yıllarda camilerin inşasına yardımda bulunmaya başlamış durumda. Örneğin geçtiğimiz aylarda, yapım hikayesi bir asrı bulan Marsilya Camii'nin inşasına sonunda izin veren Marsilya Belediyesi, 8.600 m2'lik araziyi ilgili derneklere bağışladı... Nicolas Sarkozy'nin "günümüzün gerçeklerine uygun hale getirilmesini" istediği 1905 laiklik yasası, 1907'den bu yana on üç kez değiştirildi. Fakat yasanın Müslümanlar için değiştirilmesine özellikle sol partilerden çok sayıda siyasetçi karşı çıkıyor. Yasaya dokunulmasını istemeyen, ama aynı zamanda Müslümanların ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini düşünen çevreler ise yerel yönetimlerle ilgili yasada değişikliğe gidilerek sorunun çözülebileceğini düşünüyor." Evet Laikliğin beşiği sayılan ülkede durum böyle. Türkiye'nin durumunu bir başka yazıda ele almak gerekecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.