"Lütfen bu tartışma bitsin artık!.."

A -
A +

Yukarıdaki cümle Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'a ait. Konusu da, Başbakan Erdoğan'ın Gediktepe'deki mevzie yaptığı ziyaret sırasında, çömelerek ilgililerden bilgi alması. Bu konuda bir kısım medyada başlatılan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da üzerine atladığı çok lüzumsuz ve devlet yönetimiyle; devlet adamı ciddiyetiyle asla bağdaşmayan tuhaf polemik bir türlü son bulmuyor... Türkiye'nin bunca önemli meselesi acil çözüm beklerken, böyle eften püften şeylerin konuşulması gerçekten büyük talihsizlik. Bu talihsizliği yaşatanların durup düşünmesi ve utanması gerekir! Org. Başbuğ'un bu konuda söyledikleri özüyle çok yerinde. Millete karşı sorumluluk duyanlar ve dünyanın bize bakıp güldüğünü fark edenler, artık bu aptalca laf yarıştırmasının durması için bir şeyler yapmalı. Bu utanç verici tartışmayı başlatanlar gerçi utanmayacak, ama onların dolduruşuna gelenler artık uyanmalı. Çünkü en ciddi, en hayati meselelerde bu tarz bir yaklaşım ülkeye asla hayır getirmeyecektir. Aslında bugüne kadar yaşadıklarımızdan gerekli dersi çoktan çıkarmış olmamız lazımdı. Fakat devlet ricalinin bir kısmı başka hesap ve hülyalar içinde olduğu için ne yazık ki, tiraj-i komik durumların sonu gelmiyor. Ama hakikaten yeter artık!.. Siyasetçilerin ucuz polemikleri bu ülkeye çok pahalıya patlıyor. Parti liderleri medeni ölçüler içerisinde bir araya gelip milli meseleleri konuşamıyor. Onlar birbiriyle gerektiği gibi görüşüp konuşamayınca, asker konuşuyor. Asker konuşunca bu defa başka tartışmalar zuhur ediyor. Velhasıl yuvarlandıkça yumak büyüyüp kördüğüm oluyor. Askerlerin çepe çevre koruduğu bir mevzi içinde ayakta dursanız ne olur, çökseniz ne olur? Kılıçdaroğlu yüksek kum torbaları ardında ayakta dikildi diye kahraman mı oldu yani? Ayıptır beyler. Bunlar Türkiye'ye yakışmıyor, zinhar yakışmıyor! Bu meselede dahi Genelkurmay Başkanının konuşma gereği duyması, siyaset adına hacil bir durumdur. Ama siyasetçiler çocuklar misali birbiriyle laf yarıştırırsa, ipe sapa gelmez iddialarla yek diğerini karalamayı sürdürürse; keza siyasi körlük ve vizyonsuzluk sebebiyle, uçuk - kaçık görüşleri çözüm diye ortaya getirirse, kör dövüşün de sonu gelmez. Maalesef hali hazırdaki vaziyet tam da böyle... Dünkü Parti Gruplarında Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin hükümete yaptığı salvo atışlarının muhtevasına baktığınızda, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır. Ama bir kere daha tekrarlayalım, bu yol yol değil! Mutlaka siyasi üslubun değişmesi gerekiyor. Siyasi partiler ve yöneticileri arasındaki ilişkilerin daha seviyeli ve centilmence olması şart. Tepedekiler bu şekilde birbirine diklenirse, tabandaki kavga çok daha şiddetlenir. Bunun sonucu ise, tek kelime ile ürkütücü olur. Genelkurmay Başkanının verdiği demeci ve genel olarak emekli ve muvazzaf askerlerin medyaya verdiği beyanatı, bir başka yazıda ayrıca değerlendireceğim. Ne yazık ki, bu beyanların neredeyse tamamı kısmen veya tamamen problemli oluyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.