Malatyaspor'a dair...

Ağırlıklı olarak iç ve dış politik konuların, sosyal meselelerin işlendiği bu köşede, üstelik gündemin hayli yüklü olduğu bir günde; mesela G-8 zirvesi değil de, Malatyaspor kulübü hakkında yazmamızı, bazı okuyucularımız yadırgayabilir... Ancak son üç günde hemşehrilerimizden gelen yoğun istek üzerine; bir Malatyalı olarak biz de Malatyaspor'daki dalgalanmayı ele almayı gerekli gördük! Kaldı ki, günümüzde spor, hele kitle sporu denilen dalların en geniş tabanlısı olarak futbol, artık sadece klasik anlamda "SPOR" faaliyeti yönüyle değil, bir bütün olarak hem eğlence, hem ekonomi, hem turizm, hem politika ve hem de sosyal ve kültürel etkinlik olarak, mahalli, milli ve milletlerarası seviyede çok büyük önem arzetmekte ve buna paralel olarak da herkesin ilgisini bir şekilde üzerine çekmektedir... İşte Olimpiyat oyunlarına evsahipliği yapmak isteyen ülke ve şehirlerin kıyasıya yarışları, bu alanda gizli-açık yürütülen lobicilik, ülkeler ve kurumlar arası çekişmeler, dönen dolaplar ortada... Spor faaliyetlerinin ve bunlarla ilgili organizasyonların ekonomik boyutlarının her geçen gün büyümesi, diğer taraftan bu organizasyonların şehir ve ülke tanıtımına, yani turizme yönelik katma değeri, rekabetin çok daha keskinleşmesine yolaçmaktadır. Meseleyi küresel boyuttan tekrar ülkesel ölçeğe indirgeyecek olursak; sporun ve yukarıda belirttiğimiz gibi bilhassa futbolun, Türkiye'nin sosyal ve ekonomik hayatına getirdiği dinamizm, tartışmasız birçok sektörün önüne geçmiş durumdadır. Bu çerçevede, Malatyaspor'un da Malatya'mıza kazandırdığı sosyal harketlilik, toplumsal dayanışma, kaynaşma ve heyecanı uzun uzun anlatmak gereksiz. Rahmetli Özal zamanında ilk defa birinci lige çıktığı vakit, nasıl bir heyecan dalgası meydana getirdiğini hepimiz hatırlıyoruz. Gelinen noktada Malatyaspor, güzel şehrimizn daha da kalkınması ve ilerlemesinde, sanayi, ticaret ve turizm yanında, bir başka dinamo vazifesi görmektedir. Bu sebeple; halen Malatya'da yahut başka yerlerde yaşayan bütün hemşehrilerimizin, Malatyaspor'a gerekli desteği vermesi lazımdır. Malatya Belediyesi şimdiye kadar imkanları ölçüsünde bu desteği verdi. Keza halihazırdaki Başkanımız Hikmet Tanrıverdi ve Yönetim Kurulu Üyeleri de her türlü fedakarlığı ortaya koyarak, Malatyaspor'u önemli başarılara taşıdılar. Geçici olduğuna inandığımız ve en kısa zamanda her şeyin hal yoluna gireceğini ümit ettiğimiz son dalgalanmanın kulübümüze zarar vermemesi için, gerekli hassasiyetin ve sağduyunun esirgenmeyeceğini düşünüyoruz. Malatya Belediye Başkanı Sayın Cemal Akın ve Malatyaspor Başkanı Sayın Hikmet Tanrıverdi'nin (Her ikisi ile de hemşehriliğin ötesinde yakın dostluğumuz vardır. Bu satırlar da zaten dostluk ve ahbaplığın gereği olarak kaleme alınmıştır) yanlış anlaşılmadan kaynaklanan bu durumu, daha fazla gecikmeden tatlıya bağlamalarını, Malatyalıları ve tüm Malatyaspor taraftarlarını üzecek bir sonuca sebebiyet vermemelerini rica ediyoruz. Kongrede cereyan eden atışmaları da, hiç olmamış gibi kabul etmelerini ve unutmalarını bekliyoruz. Hiç olmaması daha iyi olurdu ama, olanlar artık geride kaldı. Biz ileriye bakalım... Zira Malatyaspor, her şeyden önce Malatyalıların ortak meselesidir. Bu yönüyle de, siyaset ve partilerüstü bir konudur. Orada ne siyasi düşünce ve ayırım, ne de kişisel menfaat ve kaygı öne çıkamaz. Zaten ne Sayın Hikmet Tanrıverdi'nin, ne de Sayın Cemal Akın'ın böyle bir yaklaşım içinde olduğunu zannetmiyoruz. Elbirliği ve gönülbirliği ile, Malatyaspor'u ve Malatya'mızı daha iyi yerlere taşımak için gayret etmeliyiz... Hemşehrilerimizin isteği ve ortak dileği budur. Malatyalıların dillere destan hoşgörüsünü, çalışkanlığını, becerisini, fedakarlığını ve kararlılığını öne çıkararak bunu rahatlıkla yapabiliriz. Herkesin beklentisi de bu yönde. Çünkü Malatyalılara yakışan bu!.. Bu beklentileri boşa çıkarmaya kimsenin hakkı da yoktur. Ben, Malatyalılardan gelen ortak mesajı buraya taşımakla görevimi kısmen de olsa, yaptığıma inanıyorum. Mesaj da yeterince açık... Değil mi, Sayın Akın, Sayın Tanrıverdi?!.