Meclis'in çalışması engellenmemeli

A -
A +

Bugünden itibaren Meclis Genel Kurulu'nda zorlu bir süreç başlıyor. İki hafta önce Milli Eğitim Komisyonunda büyük gerilime ve kavgalara sebebiyet veren, mecburî eğitim süresi(4+4+4+)nin kanunlaşma sürecinde, iktidar ve muhalefet kanadı arasındaki diyalog ve siyasi ilişkinin trendi çok önemli. CHP, bugün siyaseten bir ilke imza atarak, Grup Toplantısını, Meclis binası yerine, açık havada Tandoğan Meydanında yapacak. Bir siyasi atraksiyon olarak, CHP'nin bu adımı dikkat çekici olabilir. Yeni eğitim süresi ve biçimine olan muhalefetini, böylece keskin biçimde gösterebilir. Bunu Ankara'daki vatandaşların bir kısmına doğrudan ve medya yoluyla da bütün ülkeye duyurabilir. Belki renkli siyaset adına, buna hoşgörü ile yaklaşılabilir... Ama esas mesele, Meclis çatısı altındaki yasama çalışmalarının, İç Tüzük hükümlerine uygun şekilde yürümesi, Genel Kurul faaliyetlerinin, aksamadan ilgili prosedür çerçevesinde tamamlanmasıdır. Bu noktada, muhalefet kanadının takınacağı tavır çok önemli... Şayet Milli Eğitim Komisyonunda sergilenen eylem, burada da tekrarlanmak istenirse, bu hiç de hoş bir şey olmayacak. Meclis Genel Kurulu, tekme-yumruk kavga yeri olmadığı gibi, Meclis Kürsüsü de işgal edilecek, pazı kuvvetiyle ele geçirilecek mevzi değildir. İktidar Partisi, hem deklare ettiği programı çerçevesinde; gerekli yasama çalışmalarının sonuçlandırılması için gayret göstermeli, hem de demokratik siyasi düzenin icabı olan iktidar-muhalefet diyaloğunun yeterli seviyede sağlanmasına dair çaba harcamalıdır. Elbette muhalefet de bu konuda, kendi cenahı itibariyle sorumluluk sahibidir. Karşılıklı restleşme, tehdit, zorlama ve engelleme teşebbüsleriyle, bu ülkenin yararına bir şey yapılamaz. Bu memleket için her dakikası çok değerli olan, Millet Meclisi'nin zamanı da, siyasi kapris; parti menfaati veya başka kısır düşünceler uğruna, heba edilemez. Edilmemelidir. Türk toplumu, on yıllardan beri siyasi ve ideolojik gerilimlerden yeterince yoruldu. Bu konuda daha fazla da zorlanmamalıdır. Muhalefet Partileri, şayet parlamentodaki sayısal yetersizliklerini, ilgili mevzuata ve teamüllere aykırı biçimde, başka yollarla (meşru olmayan engelleme vs.) aşmaya çalışırlarsa, işte o zaman büyük sıkıntı çıkar. Demokraside böyle şeylere yer yoktur. Meclis iç tüzüğünün siyasi partilere verdiği bütün yetkilerin, sonuna kadar kullanılmasına evet. Ama iç tüzükte olmayan metotlarla yasama organının kilitlenmeye çalışılması, katiyen müsamaha gösterilecek bir şey değildir. Ne iktidar partisinin, sayısal üstünlüğüne dayanarak haksız ve usulsüz işler yapması; ne de muhalefetin sayısal eksikliğini demokratik olmayan yollardan telafi etmeye kalkışması, kabul edilebilir bir siyasi tavır değildir. Ama görünen o ki, aksi yöndeki toplumsal talebe rağmen, siyasi arenada kavga ve gerilimden medet umanlar var. Geçmişte bu tür yanlış hesaplardan dönmeyenler, seçim sandıklarında bizzat halk tarafından tasfiye edilip, tarihin tozlu raflarına gönderildiler. Aklın yolu, tarihten ders çıkarmaktır!.. Netice: Meclis'in çalışmasını engellemek büyük hata olur. Kimseye de faydası yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.