Medvedev'in ziyareti...

A -
A +

Türkiye esasen, içerideki kısır politik çekişmelere mahkum olmayacak kadar güçlü ve artık küresel ölçekte rol oynayacak kadar büyük bir ülke. Bir müddetten beri, anayasa değişikliği sebebiyle yaşanan gerilim; bölücü terör olaylarındaki artış ve nihayet ana muhalefet liderini istifaya mecbur bırakan çirkin görüntüler vs. yüzünden, ülke can sıkıcı bir siyasi atmosferin etkisinde... Ancak dışarıdan görünen Türkiye, bu can sıkıcı tablodan tamamen farklı bir görüntüye sahip. Yani Türkiye'nin harici yüzü, dahili yüzünden çok daha parlak ve cezbedici ve o derece de güven verici. Üç gün önce, Türkiye mini bir Orta Doğu Zirvesine ev sahipliği yaptı. Çeşitli oturumlarda devam eden bu zirvede, Türkiye; Suriye ve Katar liderleri ikili ve bölgesel meseleleri müzakere etti. Daha sonra bu zirveye İran Meclis Başkanı ve Irak Hükümet Sözcüsü de katıldı. Aynı günlerde İslam Konferansı Teşkilatı Parlamento Birliği'nin (İKÖPAB) Genişletilmiş II. Olağanüstü Toplantısı icra edildi. Bu toplantıda, Başbakan Erdoğan; "Kudüs yanarsa, Orta Doğu yanar. Orta Doğu yanarsa dünya yanar...." şeklinde özetlediği çok ama çok önemli bir mesajı, başta İsrail olmak üzere bütün dünyaya verdi. Bu toplantıların dumanı tüterken, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, eşi Svetlana ile birlikte Suriye üzerinden Türkiye'ye geldi. Medvedev'in ziyareti son derece stratejik önemde. Ziyaret çerçevesinde, başta nükleer enerji olmak üzere, Türkiye ile Rusya arasında; hava ve deniz ulaştırma da dahil, turistik ve ticari alanlarda iki düzineden fazla anlaşma imzalanmış olacak. Karşılıklı vize muafiyeti de buna dahildir. Türkiye ile Rusya arasında, beş yüz yıllık geçmişe sahip diplomatik ilişki tarihinin en parlak dönemi yaşanıyor denilebilir... Daha önce Viladimir Putin'in hem Devlet Başkanı, hem de Başbakan olarak ülkemize yaptığı ziyaretler ile Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün karşılıklı ziyaretleri, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik bağları, çok iyi bir seviyeye taşımıştı. Şimdi bu ziyaretle birlikte yepyeni bir sayfa açılıyor. İki ülke nükleer enerji alanında önemli bir adım atarken, bununla paralel olarak başta doğalgaz olmak üzere (İsrail'e kadar uzatılması planlanan Mavi Akım 2 ve Güney Akım projeleri...) pek çok alanda, ortak ticaret hacmini birkaç katına çıkaracak yeni projeleri hayata geçiriyor. Türkiye ile Rusya arasındaki stratejik iş birliği, elbette başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere, bütün küresel aktörlerin yakın takibinde. Zira bu ilişkilerin bölgesel ve küresel boyutta etkisi derin olacak!.. Rusya, iki Avrupa büyüklüğündeki toprak genişliği ve namütenahi yer altı servetleri ile benzersiz bir ülkedir. Amerika ile eş değerdeki nükleer kapasitesi ve geniş hinterlandı üzerindeki güçlü siyasî ve askerî etkisiyle, stratejik dengelerin kilit ülkesi olan Rusya ile Türkiye'nin bu yakınlaşması, pek çok yeni siyasî ve ekonomik dengenin oluşmasına da zemin açacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.