Evet... maalesef tahmin ettiğim ve beklediğim gibi oldu! Bu sene de kaçan boğalar başrolde idi. Hatta bazı kanallar aktüel görüntüleri yeterli görmemiş olacak ki, eski parçalardan miks yapıp klip oluşturmuş. Yanlış görmediysem, birileri de ipini koparıp kaçan; insanlara toslayıp yere yatıran, çiğneyen besili tosunların çılgın hallerinden jenerik dahi yapmış... Eh, kimilerin aklı gözündedir! Demek ki "kurban" mefhumundan anladıkları tek şey, ya sahibinin elinden kaçan boğa manzarası veya acemi, ehliyetsiz; ancak fırsattan istifade etmek isteyen sözümona 'kasap'ların, sergilediği komiklik ve beceriksizlikmiş. Her sene kurbanla ilgili, ille de olumsuz bir tarafı öne çıkarmak için çırpınanlar, ya uygun olmayan mahalde kesilen bir hayvanın görüntüsünü veya mesela kanalizasyondan denize akan kanı; sanki kimyasal bir fabrika atığı imişçesine, fokus yaparak gözümüze sokarlar. Merak etmeyiniz, acemi kasapların serüveni yine dizi yapılacak... Oysa her sene yüz binlerce hayvan kesilir. Bunların içinde yanlış yerde ve yanlış biçimde kesilenlerin sayısı genele göre çok azdır. Yanlışlıkların temel sebebi, hızlı ve düzensiz şehirleşmenin getirdiği altyapı yetersizliği ve bir kısım vatandaşın bilgisizlik veya duyarsızlığıdır. Yerel yönetimlerin yıldan yıla daha iyi organize olmasıyla, bu gibi sakil durumlar da azalmaktadır. Elbette hâlâ yapılması gereken çok şey var. Ancak yanlışlık ve noksanlıkları gidermenin yolu, dinî vecibeye karşı çıkarak veya onu yanlış anlatarak, insanların inancı ile uğraşmaya kalkışmak değildir. Son senelerde kimi inançsız veya din cahilleri, bazı uçuk vejetaryenler, bir de eyyamcılıkla popülarite elde etmek isteyen, esasen 'din tüccarı' diyebileceğimiz "ilahiyatçı" etiketli bazı tipler, kurban bayramı öncesinde ve sonrasında abuk sabuk düşüncelerle çokça zihin bulandırır oldular. Diyanet İşleri Başkanlığının, zamanında bu tiplere gerekli net cevabı vermeyişinden ötürü; kurban ibadetini hayvan katliamı gibi lanse eden maksatlı yayınların tasallutu, toplumu fazlasıyla taciz ediyor. Bu sene meseleye bir boyut daha eklendi. Türkiye'deki hayvan miktarının yetersizliği bahane edilerek, kurban ibadeti hakkında halkın zihnini çelme teşebbüsü farklı bir zemine taşındı. Öyle ki, kısa süre önce görevden ayrılan DİB eski başkanı Ali Bardakoğlu dahi, ilk önce vatandaşın kafasını karıştırabilecek bir açıklamada bulundu. Neyse ki, halktan gelen tepkiler üzerine, sonradan doğru ve doyurucu bir açıklama yaparak, doğabilecek bir keşmekeşin önüne geçmiş oldu... Netice-i kelam: Kurban hiç şüphesiz dinimizin emrettiği bir ibadettir. Peygamber efendimiz (aleyhisselam) için farz idi. Nisap şartlarını (asli ihtiyacı dışında belli miktarda para ve mala sahip olma) haiz Müslümanlara da vaciptir. Kurbanın mutlaka kesilmesi icap eder. Yani bedelini fakire veya hayır kurumlarına bağışlamakla bu ibadet yerine getirilmiş sayılmaz. Medya organları kurban konusunu magazinleştirme hastalığından kurtulamaz mı acaba?!.