Men çi guyem, tanburam çi zened...

A -
A +

Eğer yukarıdaki başlıktan bir şey anlayamadıysanız, "Cambaza bak!.." hikayesini hatırlayınız. Bugünlerde yaşanan durum tam bir cambaza bak hikayesi! Yakın geçmişte televizyonlarda çok yayınlandığı için herkesin kafasında yer eden bir reklam sözü vardı; "Ağzı olan konuşuyor..." Ülkemizde de şu sıralarda neredeyse ağzı olan herkesin konuştuğu veya meşgul edildiği bir konu var: ZİNA... İlgili ilgisiz, bilgili bilgisiz; toplumun bütünü bu kavram etrafında kafa yoruyor. Geçen hafta da yazmıştım, bu konuda söylenen pek çok şey akıllara ziyan nitelikte. Toplum gerçekleriyle uzaktan yakından alakası olmayan, ama kafaları olabildiğince karıştıran hezeyanlar... Ama mevzu öyle bir tırmandırıldı ki, sonuçta Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu komiseri de, bu konudaki sorulardan yakasını sıyıramadı. Hangi gazeteci onu nerede yakaladıysa, başka hiçbir şey yokmuş gibi zinayı sordu. Verheugen önceleri soruları geçiştirmek istedi ama, baktı ki, olacağı yok o da kaydı ihtiyatla birşeyler söylemek zorunda kaldı. Derken o söyledikleri AB'nin ültimatomları olarak basın tarafından lanse edildi. Yerli medya da yetmedi, konuya ecnebi basın da el attı ve zina bir numaralı mesele olarak sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da gündemine taşındı. Kamuoyu bu cambaza bak hikayesi ile uyutulurken hemen yanıbaşımızdaki Telafer telef oldu! Bazıları diyecekler ki, bu Telafer de neresi?! İşin hazin tarafı bu zaten. Telafer, şimdiye kadar duymamış olanların da son bombardıman sebebiyle ismini öğrendiği ve Musul-Kerkük için belki de en stratejik bölge olan bir Türkmen şehri. Bazıları Telafer'i Çanakkale'ye benzetiyorlar ki, bizce de son derece doğru bir teşbih... Akil adamlarımız elbette işin bilincindedir ama, geçmişe dönük olarak bir şey söylemek isteriz; Eğer zamanında Telafer'in önemi kavranmış olsaydı ve buna göre gerekli tedbirler alınmış olsaydı; bugün Irak Türkmenlerinin varlığı, Musul ve Kerkük'ün geleceği hususunda duyulan endişeye mahal olmazdı... Kim üzerine alınırsa alınsın, on yılların ihmali, ilgisizliği ve kayıtsızlığı bugünü hazırlayan en önemli faktördür. Son günlerde Telafer'de ölen onlarca Türkmen için Amerika'nın dikkatini çekmişiz! Peki son bir buçuk yıl içinde faili meçhul cinayetlere kurban giden otuzdan fazla Türkmen lider için kime ne dedik? Ondan da ötesi, bu fecaatin ne kadar farkındayız? Zina konusunda ancak düşük zeka ürünü olabilecek senaryolar üreten kalemşörlerin; Türkmen katliamı için söyleyecek bir sözü var mı acaba? Hadi meseleyi sadece Türkmenlere indergemeyelim; Irak işgalinden bu yana, tam ikiyüz elli bilim adamı esrarengiz şekilde ortadan kaldırıldı. Bu bilim adamlarının özellikle nükleer fizik ve ileri teknoloji konularında uzman olduklarını da unutmayalım... Evet; "Mahalle muhtarı önde, imam arkasında evlerin kapısı kırılacak... Yahut polis ve savcı vatandaşın yatak odasını tarassut altında tutacak... Belki bu yüzden avrupa Birliği Türkiye'ye tarih vermekten vazgeçecek..." şeklinde dehşetli vizyonlar çizen ileri görüşlü yazar-çizerler, yorumcular; acaba ABD'nin son Telafer operasyonunu nasıl analiz ederler? Mesela Suriye'ye yönelik bir ip ucu var mı yok mu? Burada olaylar tırmanırsa ve de kontrolden çıkarsa Türkiye nasıl etkilenir? Ya da şöyle soralım: Bu bölgede oluşturulmak istenen yeni denge, genel olarak Kürt meselesini nasıl bir mecraya taşır? Yani açıkçası, Irak'taki Kürtlerle Suriye Kürtlerini bir koridorla birleştirip; belli konularda(!) iş ve güç birliği yapmalarını sağlamak gibi bir ince plan olamaz mı? Daha önceki Kamışlı olaylarını unuttunuz mu yoksa? Kuzey Irak'ta pişen olaylar Suriye'ye taşıyor dikkat!.. Bir şeye daha dikkat; Rusya ve Almanya, teröre karşı ortak çalışma grubu kurdu. Yani bazıları cambaza baktırılarak uyutulurken, bazıları işin ciddiyetinin farkında ve gerekli tedbirleri alıyor. Teröre karşı Rus-Alman iş birliğinin altını çizin. İleride lazım olur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.