Mescid-i Aksa’da İsrail vahşeti!..

Sesli Dinle
A -
A +
Türkiye, ramazan ayından evvel, İsrail hükûmetini resmen uyarmıştı… Çünkü başta Mescid-i Aksa olmak üzere, Filistin topraklarında nelerin yaşanabileceği, geçmiş yıllardaki tecrübelerden biliniyordu…
 
Bu yüzden de, Müslümanlara karşı bilhassa ramazan ayında, her yıl baş gösteren kışkırtmaların tekrarına meydan verilmemesi için, Netanyahu hükûmetine tedbir alma çağrısı yapılmıştı. Ne var ki, Netanyahu ve hükûmeti çağrıya hiç kulak asmadı.
 
Her zamanki vahşi politikalarını sürdürüyor. Zaten İsrail hükûmeti için, en kolay şey nedir diye sorulsa, cevabı (Filistinlilere zulüm yapmak) olur! Üstelik bugüne kadarki en fanatik ve en ırkçı İsrail hükûmetinin başını çeken Netanyahu’nun sicili meydanda.
 
Zulüm yapma yarışında, on bir sene komada can çekişen Ariel Şaron’u hiç de aratmaz. O ve şürekâsı için, Filistinlilere karşı insanca muamele yapmak gibi bir kaygı yoktur. Çünkü Siyonistlere göre, “en iyi Filistinli ölü olanıdır!” Bu gerçeği Siyonistler gizleme ihtiyacı da duymazlar ve her vesileyle açıkça ikrar ederler. Ve ne acıdır ki, insanlık dışı bu yaklaşıma karşı, dünyadan doğru dürüst bir tepki dahi yükselmiyor.
 
Hâl böyle olunca da Filistinlilere yönelik İsrail zulmünün hiçbir haddi hududu kalmıyor. Öyle ki, sadece İsrail’in asker ve polisi değil, sivil İsrailliler de, özellikle Yahudi yerleşimciler; istedikleri zaman istedikleri yerde, bir sebebi olsun veya olmasın Filistinlilere saldırabiliyor… Saldırıyorlar. Televizyon ekranlarında gördüklerimiz devede kulak bile değil.
 
Zaten Yahudi Yerleşimciler, İsrail hükûmetlerinin yayılmacı politikaları himayesinde, Filistin topraklarını karış karış iç ediyorlar. 1948’den beri bu şekilde, Filistin topraklarının dörtte üçü işgal ve ilhak edilmiş durumda… Ve İsrail’in esas hedefi bu toprakların tamamından Müslümanları sürmek. Bu hedefi de gizlemiyorlar. Kaldı ki, “Arz-ı Mev’ud” sınırları bunun çok ötesinde! “Nil’den Fırat’a” diye tarif edilen Siyonist haritaya dikkat isterim.
 
Filistin topraklarından Müslümanları tamamen sürmek için de bugünkü zulüm ve baskı politikalarını hiç tavizsiz uygulamaya devam ediyorlar. Filistin vatandaşlarını pataklamak, sebepsiz yere gözaltına almak, zindanlara atmak İsrail için sıradan işler. Yahudiler de istedikleri vakit Müslümanların en mukaddes mekânlarına baskın yapabilir, orada en aşağılık tahrik ve hakaretlerde bulunabilirler. Ve bunun için herhangi bir engelle de karşılaşmazlar.
 
Tam aksine İsrail asker ve polisinin koruma zırhına sahipler. Birkaç günden beri Mescid-i Aksa ve çevresinde devam eden İsrail vahşeti, bunun en son örneğidir. İbadet etmekten başka suçu olmayan yüzlerce Müslüman, insanlık dışı muamelelere maruz kalıyor. Sivil, savunmasız, silahsız Filistinliler plastik kelepçelerle elleri arkadan bağlanarak esir ediliyor. Dayak ve işkencede İsrail zulmünün dünyada bir benzeri yok.
 
Filistinli Müslümanlara karşı yapılan bu zulmün hiçbir gerekçesi yoktur ve olamaz. Bu olaylar bir asayiş meselesi de değil. Bu büsbütün İsrail’in, etnik temizlik yapma ve Filistin topraklarını kökünden Yahudileştirme politikalarının yansımasıdır.
 
Bu ırkçı hükûmet daha işbaşına gelmeden neleri yapmaya teşebbüs edeceği tahmin ediliyordu. Üç aydan beri Netanyahu hükûmetinin başı sıkıntıda idi. Sebebi de yapmak istediği hukuk reformuna karşı, kendi vatandaşlarının ayaklanmasıydı. Reform teklifini geçici olarak askıya almasına rağmen ülkede tansiyon düşmüyor. Bu sebeple dikkatleri dağıtmak gerekiyordu.
 
Netanyahu ve hükûmeti, kendilerinden bekleneni tereddütsüz ortaya koydu ve zavallı Filistin halkının başına çullandı. Kudüs ve Mescid-i Aksa, İslâm Dünyası için çok müstesna kıymetlerdir. Gelin görün ki, mübarek mekânlar, oradaki Müslümanlarla birlikte bu derece vahşete maruz kalırken, İslâm âleminden de beklenen kararlı ve caydırıcı bir tepki gelmiyor. Türkiye dışında doğru dürüst biçimde, bu meseleye eğilen devlet de yok. Birkaç cılız açıklamanın dışında kimsenin kılı kıpırdamıyor. İslam Dünyasının üzerine sanki ölü toprağı serpilmiş.
 
Zaten böyle olduğu için İsrail her geçen gün daha büyük cüretle Filistin topraklarına ve Müslümanlara saldırıyor. Filistin halkı yetmiş beş seneden beri eli kolu bağlı şekilde bu zulüm altında inliyor. Diğer Arap devletlerinin beceriksiz ve yanlış politikaları da üstüne tuz biber oldu. Artık onlar Filistin’i tamamen unutmuş vaziyette!..
 
Filistin Halkı her şeye rağmen büyük bir direnç gösteriyor ve iradesini muhafaza ediyor. Ama karşısında küresel güçlere sırtını dayamış bir Siyonist cephe var. Bugün için elimizden gelen tek şey Filistinlilere dua etmek!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.