Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bugün and içme töreni var... Seçmenin iltifatına mahzar olan çiçeği burnunda yeni milletvekilleri, ilgili anayasa hükmü gereğince and içip göreve başlayacaklar. Bu önemli günde, halkımız öncelikle vekillerinden ciddiyet, vakar ve üstlendiği temsil göreviyle mütenasip bir sorumluluk bekliyor. Bugünkü tören başta olmak üzere, bundan sonraki bütün resmi faaliyetlerde ve oturumlarda da; şov yapmak, kavga çıkarmak, Meclisin çalışmalarını tıkamak gibi sakil tutum ve davranışlara katiyen mahal verilmemelidir. 1991'deki seçimlerin akabinde, Leyla Zana and içme töreninde, yaptığı bir şovla büyük bir olay çıkarmıştı. O dönem en yaşlı üye sıfatıyla Meclis Başkanlığı yapan merhum Ali Rıza Septioğlu, çok veciz bir konuşma yaparak, Zana'nın atraksiyonuna hayli okkalı bir cevap vermişti. Kısacası Meclis şov yeri değildi. Her şeyden evvel Devletin bir ciddiyeti vardı ve bu ciddiyetin ölçüsü, sınırları ve icapları da kanunla belirlenirdi. Türkiye'nin kaydettiği demokratik gelişmelere paralel olarak, böyle ucuz kahramanlıklara artık kimsenin başvurmaması gerekir. Ama ne yazık ki, BDP desteği ile seçilen bağımsızlar, hâlâ aynı düşüncede devam ediyor. Oysa bu tavır kendilerine de bir şey kazandırmayacaktır. Bağımsızların Meclisi boykot etmesi, mantık açısından da, ta baştan sakat bir durumdur. Zira Hatip Dicle'nin vekilliğini düşüren ve KCK davasından tutuklu sanıkları tahliye etmeyen Parlamento değil ki!.. Birincisinde kararı veren YSK. İkincisinde de mahkemeler. Yani Meclis'in bu süreçte bir dahli yok! Tam tersine Meclis bu problemlere çözüm arama yeri. Ne yazık ki, onun da işleyişi tıkanmak isteniyor... Çok tuhaf bir durum. CHP de, and içme törenine katılma konusunda oldukça karışık sinyaller veriyor. BDP destekli bağımsızlarla aynı dalga boyunda davranış sergilemesi, siyasi açıdan çok kötü olur. CHP bu sorumluluğun hesabını kolay veremez! Zaten böyle bir tablonun oluşacağını bilen (CHP'li hukukçular ve 367'nin patent sahibi Sabih Kanadoğlu açıkça söylemişti...), CHP Yönetimine; "Ergenekon davasının avukatlığı", siyaseten hayli pahalıya patlayabilir! Haberal ve Balbay'ı Meclis'e sokmak için, ilk önce CHP Grubu Meclis'e girmeli. MHP'nin bu konudaki tavrı ise çok doğru, ilkeli ve tutarlıdır. MHP bu doğru tavrını 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında da ortaya koymuş ve halktan büyük takdir görmüştü. Bu seferki siyasi duruşu da kendisine çok puan kazandıracaktır. TBMM Milli iradenin tecelligahıdır. Her ne şekilde olursa olsun, Milletin Meclisini engellemeye, tıkamaya yeltenmek, en başta milli iradeye saygısızlıktır. Yeni milletvekilleri, daha iki hafta önce izhar olunan bu iradeye karşı gelmemeli, verilen oylara ihanet etmemelidir. Siyasi sistemi kilitlemeye kalkışmak, çok büyük bir yanlıştır... Bedeli ağır olur!..