Muhalefet boşluğu...

A -
A +

Türkiye'deki yaygın kanaate göre, yaşanan siyasi gerginliklerin ve gereksiz pek çok tartışmanın kaynağında, muhalefetin yetersizliği yatıyor!.. Sağdan sola, ortadan uçlara, her kesimde seslendirilen düşünce bu merkezde. Muhalefetin yetersizliğinden doğan siyasi boşluğu, siyaset dışındaki aktörler doldurmaya çalışınca, bu defa başka sıkıntılar doğuyor. Siyasi muhalefetin görevinin, asker veya medya veyahut iş adamları tarafından üstlenmeye kalkışılması; rejimin üzerine gölge düşmesine, yahut halihazırda yaşanan nahoş durumların oluşmasına yol açıyor. Oysa muhalefet görevini etkili biçimde yerine getirebilirse, demokratik rejimin düzgün işleyişi ile; ülke meseleleri daha kolay hâl yoluna girebilir. Öyle görünüyor ki, muhalefet partileri siyasi arenadaki eksikliklerini birtakım atraksiyonlarla kamufle etmeye çalışıyor... Bu, bazen lüzumsuz sertlikler, bazen küslükler, bazen de devlet geleneğinde hiç olmayan tuhaf davranışlar biçiminde ortaya çıkıyor... Son örneği de, CHP ve MHP liderlerinin, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'a randevu vermemesidir. Ali Babacan, AB kriterlerine göre hazırlanan ve muhtevasında anayasa ve kanun değişikliklerinin de bulunduğu "Ulusal Plan" hakkında, muhalefete bilgi vermek üzere, adı geçen iki önemli partinin genel başkanından randevu talep ediyor. Konu son derece hassas... Türkiye'nin milli politikası haline gelmiş olan, AB üyeliği için, yapılmış çok önemli bir çalışma. Adı üstünde "Ulusal Plan." Bu plan üzerinde devletin dışişleri bakanı, Meclis'teki muhalefet liderlerinden randevu dahi alamazsa, dışarıya, ele güne durumu nasıl anlatacak?!. Harici münasebetlerde, görevleri ve konumu icabı, Babacan'ın kabinedeki yerini ayrıca anlatmaya gerek var mı? Şimdi, biri ulusalcı diğeri milliyetçi kimlikleri ile bilinen iki muhalefet partisi, üstelik birincisi "ana muhalefet"; ülkenin ulusal planı hakkında hükümetten bilgi alma zahmetine dahi girmiyorlar... Burada artık nasıl bir siyasi muhalefet performansından bahsedebilirsiniz ki? Zaten yapılan anketlerde de durum açıkça görülmüyor mu? Siyasi muhalefete oylarını nasıl arttıracakları konusunda akıl verecek değiliz elbet. Lakin, devletin milli politikasına ve bu politikanın gerçekleşmesi için hazırlanan "ulusal plan"a, bu kadar lakayt davranan bir muhalefet, seçim sandığından her halde iyi bir sonuçla çıkamaz... Sayın Ali Babacan'a randevu vermemekle, acaba Sayın Baykal ve Sayın Bahçeli'nin partileri; siyasi açıdan ne gibi bir menfaat elde etmiş olabilir ki? Veya şöyle soralım: Bu randevunun verilmemiş olmasıyla, iktidar herhangi bir kayba uğramış mıdır?!. Muhalefet boşluğu hiç iyi bir şey değil...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.