Muhalefetin hırçın üslubu...

A -
A +

Muhalefet liderleri, dün partilerinin grup toplantılarında, alışılmışın dışında çok sert bir üslupla, iktidar partisine ve Başbakan Erdoğan'a yüklendiler. Gerekçesi ne olursa olsun, bu üslup düşündürücü. Meclis içtüzük değişikliği çalışmaları sırasında da, muhalefet partilerinin benzer tavrını müşahede etmiştik. Henüz çok taze olduğu için unutulmuş olamaz: CHP uzun süre Meclis kürsüsünü işgal ederek, Genel Kurul'daki çalışmaları fiilen engellemişti... Demokrasilerde, iktidar ve muhalefet ilişkilerinin belli bir tarzı vardır. Evet, muhalefet cenahından genellikle eleştiri sesleri yükselir. Bazen bu eleştirilerin dozu hayli sertleşir. Gelişmiş demokratik ülkelerde, örnekleri daha azdır ama, bizden başka ülkelerin parlamentolarında da, kimi zaman gerginlikler ve kavgalar cereyan eder. Ancak kural olarak, siyasi partiler arasında medeni bir üslup ve seviyeli ilişkiler düzeninin hüküm sürmesi beklenir değil mi? Bizde, muhalefetin her zaman sertlik üslubunu benimsediği aşikârdır. Bu biraz da, toplumsal ve siyasal kültürümüzün genel karakterinden kaynaklanıyor olabilir. Zira iktidar kanadının da aynı üsluba sıklıkla başvurduğunu biliyoruz... Oysa tek tek bireylerin ve toplumun temel arzusu, ülke idaresinde söz sahibi olan tarafların, makul ve sürdürülebilir bir tarz benimsemesidir. Ne yazık ki, iktidar ve muhalefeti oylarıyla tayin eden vatandaşın bu isteği, hep göz ardı ediliyor! Şu sözler, Devlet Bahçeli'nin dünkü Grup konuşmasından: "AKP devlet yönetimindeki başıbozukluğun adresidir. Sürtüşmenin yıldızıdır. Bozgunculuğun elebaşıdır. Hırsızlığın uzun parkur atletidir. Hukuksuzluğun 'One minute' kurnazlığıdır..." MİT kanunundaki son değişikliği yasal antidemokratiklik olarak niteleyen Sayın Bahçeli, Cumhurbaşkanı Gül'e de çok ağır biçimde yüklenerek şunları söyledi: "Büyük resim tutkunu Cumhurbaşkanı (Gül, MİT meselesinde 'büyük resme bakmak lazım...' ifadesini kullanmıştı.), değişikliği anında onaylamıştır... Böylece AKP ile Çankaya arasında kurulan darağacında adaletin boynuna yağlı ilmek bir kere daha geçirilmiştir..." Bahçeli konuşmasında, buna benzer daha pek çok sivri ifade kullandı. Aynı şekilde CHP Lideri Kılıçdaroğlu da, hükümeti, Başbakanı ve Cumhurbaşkanını çok ağır ifadelerle hedef aldı. Erdoğan'ın "Devlet kurumları arasında çekişme ve çatışma yoktur..." sözlerinin aksine, kurumların uyum içinde çalışmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Emniyetin MİT'e, MİT'in Emniyet ve Savcılığa güvenmediğini; aynı şekilde, Savcılığın hem MİT'e hem Başbakan'a güven duymadığını ileri sürdü. MİT yasasında yapılan değişikliği, Cumhurbaşkanının okuma ihtiyacı dahi duymadan imzaladığı, ithamında bulunan Kılıçdaroğlu; bunun Cumhurbaşkanının devlet adamı kimliğinden, çok şey götürdüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu Başbakanın ruh sağlığından şüphe duymaya başladığını da kaydederek şu ifadeleri kullandı: "Recep Tayyip Erdoğan tipik bir bölücüdür. Kin tohumları eken biridir..." Gerçekten çok ağır ifadeler bunlar. Hani, böyle laflar kavgada bile söylenmez derler ya. İşte o türden beyanlar. Muhalefetin bu derece haşin bir üslup kullanması, herhalde, yalnızca MİT kanununda yapılan değişikliğe duyulan tepkiden ötürü olamaz. Sizce esas sebep ne olabilir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.