Mülkiye'de yaşanan rezalet!..

A -
A +

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde, dün yaşanan olaylar tek kelime ile utanç verici idi... Bir ay önceden belirlenmiş programa göre dün, iki farklı görüşteki anayasa hukuku profesörü ve aynı zamanda siyasetçi kimliğine sahip, AK Parti Milletvekili ve Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile CHP'nin yeni genel sekreteri Süheyl Batum Mülkiye öğrencilerine, anayasa konusunda konuşma yapacaklardı. Önce Süheyl Batum geldi Mülkiye'ye. Kendisine karşı sözlü protestolar yapıldı. Konuşması bir hayli engellendi. O da bu şekilde protestoda bulunanları "Faşist" olmakla suçladı. Bu ağır suçlamaya rağmen, kimse fiili bir taarruzda veya yumurta saldırısında bulunmadı. Batum her şeye rağmen, biraz konuşma imkânı bulabildi. Ama Burhan Kuzu'ya karşı "Protest kültürün gençliği" öyle pek yumuşak davranmadı. Eh, bu da 'devrimci kültür'ün ikiyüzlülüğü ve çifte standardı olsa gerek. Burhan Hoca daha salona girerken, şiddetli yumurta yağmuruna tutuldu. Hiçbir şekilde konuşmasına fırsat verilmedi ve o da çaresiz salonu terk etmek zorunda kaldı... İmdi, olayları doğru teşhis etmez ve doğru tanımlamazsanız, doğru sonuca varmanız mümkün değil. Dün Mülkiye'de yaşanan rezaleti, şayet yalnızca gençliğin hakkını araması veya birkaç gün önce İstanbul'da meydana gelen olaylara duyulan öfkenin sonucu gibi, değerlendirmeye kalkarsak fena halde yanılmış oluruz. Her vatandaş gibi elbette gençliğin de hak arama, gösteri yapma ve protestoda bulunma hak ve özgürlüğü vardır ve bu konuda herhangi bir tereddüt de yoktur. Ama herhalde, başkalarının can ve mal emniyetini tehlikeye atarak hak araması olamaz. Nedense bazıları bu noktayı es geçiyor. Ne yani protestocu gençler sopalarla saldırırken, polis 'Ellerinize sağlık, ne güzel vuruyorsunuz' mu diyecekti? Kanunsuz eyleme karşı, kanunların gereğini yapanları tefe koymak, hangi anlayış ve mantığın gereği acaba? Yanlış yapan bazı polis memurlarını bahane ederek, topyekûn emniyet güçlerini pasifize etmeye yönelik niyet ve hareketlere dikkat isterim... Bir süreden beri, üniversite gençliğinin çeşitli mihraklarca gıdıklandığını, tahrik edilmeye çalışıldığını hepimiz biliyoruz. Toplumsal huzuru bozmak, siyasi gerginlik meydana getirmek için, en çok kullanılan mekanizmaların başında gençlik ve üniversiteler geliyor çünkü! Bu arada Asker ve Yargı üzerinde eskisi kadar etkili olamayan kimi çevrelerin, hükümeti zora sokmak için her türlü sinsi alternatifi denemekte kararlı olduğunu da unutmayınız... Mülkiye'de protesto adı altında gerçekleştirilen rezalet, Burhan Kuzu'nun "Bu beyinler fikir üretemiyor. Atılan yumurtaları yeseler beyinleri belki daha iyi çalışır..." sözlerini maalesef haklı çıkarıyor. Yıllar önce Mihail Gorbaçov ODTÜ'ye geldiğinde benzer bir saldırıya maruz kalmıştı. Gerekçe neydi biliyor musunuz? "Niçin komünizme ihanet ettiniz?!." Gorbaçov da o gün manidar bir şey söylemişti. "Bizim gözümüz açıldı. Sizin de bir gün gözünüz açılacak ama, çok geç kalmış olacaksınız..." Dün televizyonlarda eyyamcılık yapıp, Burhan Kuzu'ya hücum eden kimi yazarlar o kadar ileri gitti ki, neredeyse onlar da ekrandan yumurta fırlatacaktı! Beyler eyyamcılığı bırakın. Birilerine yaranmak için gerçekleri ters yüz etmeyin. Doğruya doğru, eğriye eğri demekten korkmayın. Ayrıca "AKP üniversiteleri ele geçirmek istiyor..." türünden laflarla tahrikçilik de yapmayın. Ayıp oluyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.