NATO-BOP-GOKAP...

A -
A +

Neyse ki NATO zirvesi, kazasız belasız sona erdi. İstanbul halkı bugünden itibaren rahat bir nefes alabilecek. Şüphesiz bundan da ötesi; Türkiye, büyük bir sınavı başarıyla vermiş olmaktan dolayı haklı olarak iftihar edebilir. Doğrusu dillere destan olan konukseverliğimizi, NATO üyesi ülke liderlerinin uzun süre unutamayacağı aşikardır. Nice büyük medeniyetlerin hüküm sürdüğü, büyük imparatorluklara payitahtlık yapmış olan üç bin yıllık İstanbul şehrinin güzelliklerini, zenginliklerini, bu liderler bir başka yerde bulamazlardı... Ve her halde dinlerarası barışın, medeniyetler kaynaşmasının böylesine canlı yaşandığı bir başka ülke de göremezlerdi. Herhalde, önceki akşam Topkapı Sarayında, "FARKLARIN AHENGİ" başlığı altında yapılan lirik tarih gösterisinde, Mehteranın Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisini icra etmesini de bir başka mekanda izleme şansına sahip olamazlardı!.. Evet, Türkiye farklı ve bir o kadar da köklü bir ülke. Dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin mirasçısı olduğunu ve bu yönüyle tarihinin derinliğini ve zenginliğini bütün dünya bir kere daha görmüş ve anlamış oldu. Bu girizgâh zirvenin evsahipliği ile ilgili. Şimdi işin esasına gelelim; NATO zirvesinde alınan önemli kararların bazılarını dün özetle de olsa bu köşede belirtmiştim. Bugün, Orta Doğu açısından, daha doğrusu "Büyük" yahut "Genişletilmiş" Ortadoğu perspektifinden bakmaya çalışacağız. Biliyorsunuz bu zirve, Avrupa ile Amerika arasındaki derin görüş ayrılıklarının giderilmesi için bir fırsat olarak görülüyordu. Bu beklenti kısmen de gerçekleşti. Ama aradaki çatlak tamamen giderilebilmiş değil. Bunların başında Irak meselesi ile "Geniş Orta Doğu Projesi" geliyor. Avrupa'nın şiddetli muhalefeti ile, projenin adı zirveden önce birkaç defa değişti ve nihayet şu hale geldi: "GENİŞ ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA BÖLGESİ İLE MÜŞTEREK BİR GELECEK VE İLERLEME İÇİN İŞBİRLİĞİ." Biz buna kısaca GOKAP diyelim yine... İşte bu GOKAP için, zirvede yayınlanan "İstanbul işbirliği İnisiyatifi" bildirisinde, sadece kısa bir paragraf yeraldı. Burada, hem Avrupa'dan, hem de özellikle işin başından beri Arap ülkelerinden yükselen itiraz ve tepkiler dikkate alınarak, adı geçen bölgedeki dönüşüm ve değişimin içeriden gerçekleşmesinin beklendiği, bunun için dışarıdan bir dayatma olmayacağı ve her iki tarafın karşılıklı olarak diyalog ve yardımlaşması şeklinde yürütüleceği vurgulandı. Bu yaklaşım elbette şimdiki durum ve tabii zirvedeki sonuç. Ama Amerika'nın kendi politik yaklaşım ve planları ne derecede yürüyecek ona bakmak lazım. Ancak Bush ile Chirac arasındaki dolaylı söz düellosu gözönüne alınırsa, ileriki dönemde de ihtilafların süreceği ortada. Nitekim Fransa Devlet Başkanı, her vesile ile, NATO'nun Irak'ta operasyonel görev almayacağını anlatmaya çalıştı. Ama beri tarafta, Bush, NATO'yu, eğitim desteği başlığı altında da olsa, Irak'a bulaştırmanın rahatlığını yaşıyordu. Üstelik ileride NATO'nun operasyon görevi alma ihtimali hiç de uzak değil. ABD, Irak batağından kurtulabilmek için bunu mutlaka yaptırmaya çalışacaktır... Özetleyecek olursak, BÜYÜK ORTA DOĞU (BOP) projesi, gerçekten büyük bir proje. Ve söylenenlere bakılırsa, yaklaşık seksen ülkeyi; evet yanlış okumadınız, seksen ülkeyi içine alıyor. Bugün için NATO zirvesinde sadece, on yıl önce başlatılmış olan "Doğu Akdeniz Diyaloğu" ve İstanbul Bildirisi ile eklenen Körfez ülkeleri, yani Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Umman ve Yemen ile ilişkileri geliştirme konseptinde, konu ele alınmış oldu. Ama işin burada kalmayacağı açıktır. Bölgemiz için son derece netameli bir proje olan BOP ya da GOKAP daha çok şekil ve boyut değiştirecektir. Yani bu hamur daha çok su kaldırır!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.