Doğrusunu söylemek gerekirse, Uludere Faciası üzerinden rant devşirmek isteyen kesimler, amaçlarına fazlasıyla ulaştı... Fırsattan istifade, derhal düğmeye bastılar: Önce istihbarat çalışması ve güvenlik uygulamaları bağlamında, MİT/Emniyet sürtüşmesi peydah etme ve nihayet Savcılık soruşturmasıyla; MİT Müsteşarının şahsında doğrudan Başbakan'a yönelik operasyon teşebbüsü... Doğan anaforda, Hükümet / Cemaat zıtlaşmasına (veya çatışmasına) zemin hazırlama denemeleri vs... Bu arada tabiatıyla, terörle mücadelede motivasyon düşüşü ve netice olarak, çok kritik bir dönemde, köşeye kıstırılmış olan terör örgütünün yeniden nefes alma imkânı bulması... Uludere hadisesi, bizatihi Kürt meselesinin çözümü için yapılan çalışmalara da, büyük sekte vurdu. Kısacası bu facia, iç ve dış politika ve güvenlik alanında, inanılmaz tahribata yol açtı!.. Şu günlerde Uludere olayı, değişik dinamiklerle yeniden gündemin üst sıralarına taşınmış bulunuyor. Türkiye'de, hayli zamandan beri, aidiyetleri belli bazı yabancı gazetelerde çıkan haber ve yorumlarla, içerideki siyasi tartışma ve operasyonlar tetiklenir. Demirel vaktiyle şöyle şikâyet ediyordu: "Türkiye'den gönderilen bilgilerle, The Observer gazetesi bir haber yapar. Daha sonra da içerideki aynı kaynaklar, 'yabancı basın şöyle diyor' şeklinde yorum döşenir..." Geçen zaman içinde bu konuda hiç değişiklik yok. Mekanizma aynen işliyor. Artık isimlerini iyice ezberlediğimiz gazeteciler, malum gazetelerde haber veya yorum yazıyorlar. Bizdeki, acar meslektaşlar da mal bulmuş mağribi gibi, üzerine atlıyor! Ondan sonra gelsin polemikler, gitsin spekülasyonlar... Son olarak Wall Street Journal (WSJ) gazetesi tartışmanın fitilini ateşledi. Neymiş efendim, Uludere operasyonunun istihbaratı, ABD predatorlarınca çekilen görüntülerden edinilmiş. Malum haberin bir maksada binaen verildiği hemen ortaya çıkıyor. Başbakan, Genelkurmay Başkanlığı haberin muhtevasını yalanlıyor ve konu hakkında önemli bilgiler veriyor. Ama bu, kimi meslektaşlarımızı kesmiyor. Onlara göre WSJ'nin yazdığı şeylerin dışındaki bilgiler geçersiz!.. Amerikan cenahıyla özel yakınlığı bilinen bir gazeteci, şunları yazıyor: "Genelkurmay, neden bir basın toplantısıyla 28 Aralık gecesi olanlarla ilgili soruları yanıtlamıyor? Pentagon bile Uludere soruşturmasını tamamlamış..." Yoruma bak, hizaya gel!.. İyi de arkadaş, şu Pentagon; mesela Predatorlar, Afganistan'da düğünevlerini vurup yüzlerce sivil insanı öldürürken, yahut Pakistan'daki dost askerî birlikleri bombalarken, neden sessizliğe gömülüyor da, doğrudan ilgili olmadığı Uludere konusunda böylesine atak davranıyor? Sebep ne ola ki?.. Hem Pentagon'un soruşturması bizim için ne ölçüde muteber olabilir? Acaba asıl maksat, Neo-Con ve şürekâsının; Kongreyi etkileyip, silahlı Predatorların (Reaper) Türkiye'ye satışını engellemek midir? Bu arada, zayıf Cumhuriyetçi aday Romney'e karşı Obama'ya ufaktan bir gol atma gayreti midir? Başbakan buna işaret ediyor. Cumhurbaşkanı adı geçen gazeteden böyle bir yazı beklediklerini söylüyor. Ama bu açıklamalar, acar gazetecileri hiç ilgilendirmiyor... Anlaşılıyor ki, mesele ne Heron, ne Predator. Mesele şu: Kimdir provokatör?