Bu ve benzeri başlıkları şu günlerde pek fazla duyacaksınız... Dünya böyledir işte... Düne kadar Hüsnü Mübarek'i yere göğe sığdıramayanlar, onun 30 yıllık iktidar koltuğunu kaybetmesiyle birlikte, nasıl da yüz seksen derece dönüverdiler... Hele Barack Obama'yı görüyor musunuz? Peki şimdiye kadar Mübarek'in milyar dolarlarını bankalarında muhafaza eden İsviçre Hükümeti'nin, hesapları ani dondurma kararına ne dersiniz? Ah Hüsnü Mübarek ah!.. "Hiç ibret alınsaydı, tarih tekerrür mü ederdi?.." Despot liderlerin kahir ekseriyeti gibi, sen de telafisi imkânsız, ölümcül bir hata yaptın. O hata, bütün iktidarın boyunca biriktirdiğin haram servetini de sana yedirtmeyecek... Oysa sen her şeyden önce generaldin. Yani kurmay eğitimi almıştın... Askerlik hayatında, başarılar da sağlamıştın. Peki ne oldu da, daha tecrübeli ve olgun döneminde, bu ölümcül hataları yapmaktan kendini alamadın? Basiret bağlanması mı, kibir mi, hırs-ı pîrî mi? Ne?.. Kurduğun "Polis Devleti"nde, güya uçan kuştan bile haberin vardı. O pek güvendiğin istihbarat sana ne biçim raporlar vermiş? Hadi onu geçelim, hiç mi yabancı yayınları izlemedin? Oysa İngilizce'yi gayet iyi biliyordun... Bu vahim neticeyi, sadece senin etrafını saran menfaatçi, fırsatçı, yalaka takımına mal edemezsin. Onlardan çok senin kabahat ve kusurun var. Akıl tutulmasına yakalandın!.. Mısır halkının sana karşı biriken öfkesini hiç hesaplamadan, sana ve aile efradına olan kin ve nefreti dikkate almadan; otuz yıllık despot yönetimin yetmezmiş gibi, yerine oğlun Cemal'i veliaht yapmaya kalkıştın. Oysa Mısır halkının Cemal'i hiç de "cemal" görmediğini bilmen lazımdı. Dahası Mısır'daki şartların Suriye'ye hiç benzemeyeceğini bilmeliydin. Sen, âdeta Nil'i yokuş yukarıya akıtmaya kalkıştın... Ülkedeki bütün meydanları, caddeleri dolduran milyonlarca mutsuz ve öfkeli insanın ses dalgalarının, bir zamanlar kullandığın o jet uçaklarının sesinden daha keskin ve daha yıkıcı olacağını nasıl oldu da düşünemedin? Sen kaybetmeyi hak ettin Mübarek!.. "Zalimler iflah olmaz..." düsturu ayrı. Onun hesabını ayrıca vereceksin. Ama merak etme. Sen sonuncu değilsin... Gelelim Mısır'a ve Mısır halkına: Sadece Mısır değil, bütün bölgede dengeler altüst... İnşallah, Hüsnü Mübarek rejimi ile birlikte gitmiştir! Şayet kendisi gidip rejimi kalırsa, yahut biçim değiştirmiş bir başka despotluk işbaşına gelirse, daha da kötüsü; uzun müddet kalacak olursa, çok fena!.. Mısır halkı ve ordusu buna izin vermemeli. Tam on sekiz günden beri meydanları dolduran, durmaksızın bağırıp-çağıran halk, fena halde yoruldu. Önemli bir netice aldı gerçi. Amma her şey hallolmuş değil... Bu heyecan dalgası geçtikten sonra, Mısırlılar hayatın katı gerçekleriyle tekrar yüzleşecek. Yani ekonomi, yani iş-uğraş, ekmek-aş... Acaba son olaylar Mısır ekonomisini ne kadar etkiledi? Ve daha ne kadar etkileyecek? Yokluk ve sefalet daha derinleşmez inşallah... Mısır halkının işi zor. Salahiyetleri devralan ordunun işi daha da zor... Bir tarafta Mısır'ın bin türlü dert ve problemi. Diğer tarafta azılı düşman İsrail ve onun hamisi Amerika ve maalesef ordunun pek ihtiyaç duyduğu Amerikan Yardımı... Öyle zor bir hâl ki... Lakin, on yıllardır acıyla pişen Mısır halkı ve devlet erkanı, bunun üstesinden gelmek zorunda. Başka da çıkar yol yok! Not: Sizler bu satırları okurken, biz Cumhurbaşkanı Sayın Gül ile birlikte İran'da olacağız. İran'la ilgili notları oradan aktarmaya çalışacağız. İyi pazarlar!