Nedir bu şiddet, bu öfke?

A -
A +

Türk insanına bir şeyler oluyor! Hani "zıvanadan çıkmak" diye bir deyim var ya; işte öyle bir manzara. İnsanı hayretler içinde bırakan görüntüleri, dün birçoğunuz televizyonlardan izlemiş olabilir. Yol kenarında yatan bir yaralı şahsı, caddenin öbür tarafındaki ambulansa taşımak için, vatandaşlar trafiği durdurmaya çalışıyor. Ama bütün ısrarlara rağmen bir tane sürücü durmuyor, durmak istemiyor!.. Yaralıya yardım etme gayretindeki bir iki kişi sinirleniyor ve durmayan arabayı tekmeliyor. İşte o andan itibaren işler kontrolden çıkıyor. Yaralı adam yerde kıvranırken, yardım işi bir kenara bırakılıp arbede hazırlıkları başlıyor!.. Arabasını durdurmayan maganda kılıklı kişi aşağıya inip berikilerin üstüne yürüyor: Ağzı da kalabalık; "Artistlik yapma!.. Arabayı niye tekmeliyorsun?" vs. lakırdılarla işi tırmandırıyor. Berikiler de lafın altında kalmıyor; birisi arkadaşına şöyle sesleniyor: "Git şu arabadakileri getir..." Çevredekilerin şaşkın bakışları arasında, ötekisi koşup arabasından uzun bir demir çubuk getiriyor... Sen misin bunu yapan. Arabasını durdurmayarak olayı başlatan tip şöyle karşılık veriyor: "Senin arabanda var da, bizimkisinde yok mu?" O da benzer bir saldırı aleti çıkarıyor... Bereket versin, olay yerinde polis mevcut. Bütün bu akıl dışı davranışları durdurmak için havaya ateş etmek zorunda kalıyor!.. İnsanlık ve nezaket yerine, kaba kuvvete, çirkin zorbalığa başvuranların elindeki demir sopaları alarak, durduk yerde kan akmasının önüne geçiyor. Çok özet olarak anlatmaya çalıştığımız bu saçma sapan ve ürkütücü tabloya sebebiyet verenler nasıl bir muamele gördü bilmiyoruz. Belki de karakola dahi götürülmeden serbest bırakıldılar. Belki sadece ifadeleri alındı. Eskiden olsa, böyle orman kanunlarını uygulamaya kalkan kural tanımazlara, tadı damağında kalacak "temiz bir dayak" atılırdı!.. Ama şimdi artık AB'ye uyum yasaları var!.. İşin kara mizah tarafını bir yana bırakalım. Dayak elbette çare ve çözüm değil. Ama kanun tanımayanlara da toplum içinde nasıl davranılması gerektiğini öğretmek gerekmez mi? Mesela böyle saçma sapan şekilde kavga-gürültü çıkaran, zorbalıkla insanları sindirmeye çalışan, huzursuz eden tipler; bir müddet kamu yararına çalıştırılsa, bu arada onlara kanun-nizam; medeniyet, insanlık, nezaket, saygı-sevgi vs. kavramlar öğretilmeye çalışılsa nasıl olur? Batı ülkelerinde buna benzer ceza ve eğitim usulleri epeyce tatbik ediliyor... Yukarıda aksettirdiğimiz tablonun onlarca benzeri, her gün değişik şehirlerimizde yaşanıyor. Yediden yetmişe sinirli, asabı bozuk, öfkesi burnunda ve saldırmaya, vurup-kırmaya, hatta öldürmeye kurulmuş kişilerin giderek çoğaldığı; bir toplumla karşı karşıyayız. Bu öfkenin, şiddet yüklü davranışların sebepleri konusunda, acaba sosyologlarımız; psikologlarımız, pedagoglarımız, din adamlarımız, fikir adamlarımız yeterince kafa yoruyor mu? Ne yazık ki, bu konuda ciddi tereddütler var. Halbuki cemiyetin her katmanında alarm zilleri çalıyor. 13-15 yaşındaki çocuklar; okulda, sokakta suç çeteleri oluşturup arkadaşlarından haraç topluyor, tüyler ürpertici şiddet uyguluyor. Son zamanlarda 18 yaş altı kuşaktaki çocuk ve gençler arasında baş gösteren şiddet hareketleri ve suç oranı, gerçekten ürkütücü. Yine önceki gün Bursa'da meydana gelen böyle bir hadisede; okuldan atılmış olan bir çocuk, niye ters baktın diye bir başka öğrenciyi bıçakladı. Şu dehşet verici olaya bakınız!.. Daha rüştünü ispatlamamış bir yaşta, (niye baktın) diye bıçağa sarılan çocuk veya genç, büyüdüğünde nasıl bir kişilikte olabilir?! Toplum böyle birini nasıl hazmedebilir? Evet insanlarımızı böylesine zıvanadan çıkaran sebepler gerçekten nelerdir? Yalnızca işsizlik ve fukaralık mı? Yoksa ihtiyaçsızlıktan doğan azgınlaşma mı? Göç ve düzensiz şehirleşme mi? Eğitimsizlik mi? Bizi biz yapan değerlere yabancılaşma mı? Vur patlasın-çal oynasın tarzında kendini gösteren lümpen kültürü mü? Her sahnesinde içki veya silah olan tuhaf, mantıksız, düşük kaliteli film veya diziler mi? Sabahtan akşama kadar, insanları esir alan seviyesiz eğlence programları mı? Ahlâkî duyguları tahrip eden, insan onurunu ayaklar altına alan iğrenç birtakım yarışma programları mı? Ailenin temeline dinamit koyan "magazin yaşantılar" mı? Yoksa bunların hepsi mi? Her neyse, sonuç itibariyle durum son derece vahim! Bu gidişatın bir muhasebesi yapılmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.