O da olacak, bu da olacak; peki ne olmayacak?..

A -
A +

İzin dönüşü yazıya giriş yapmak hayli zor oluyor... Çünkü bu köşenin izinde geçirdiği günlerde, epeyce gelişme yaşandı. Bunların hepsini bir yazıda ele almak, elbette mümkün değil. Onun için de, mecburen konuları kendimizce sıraya koyacağız. Böylece gecikmeli de olsa, önemli meseleler hakkındaki görüşlerimizi buradan sizlere aksettirmeye çalışacağız. Seçime yalnızca on bir gün kaldı. Bütün partilerin merkez ve taşra teşkilatları ile; partili ve partisiz bütün adaylar, seçmeni etkilemek için ellerindeki imkanların tümünü seferber etmiş durumda... Meydan mitingleri, "kahvehane mitingleri", esnaf ziyaretleri ve bir kısım partiler tarafından ciddi şekilde yürütülen ev toplantıları. Afişler, broşürler, bültenler, seçimler için çıkarılan özel gazeteler, internet sayfaları vs. Ve tabii ulusal, bölgesel ve yerel medyada boy gösterme yarışı... Parti ve adayların yer almak için en fazla gayret gösterdiği alan herhalde yazılı ve görsel medya.. Zira gazete ve televizyonların kamuoyunu etkileme ve yönlendirme gücünün herkes farkında! Seçim günü hızla yaklaşırken, bir şekilde seçmeni ikna edip oyunu almak için yarışan siyasiler de, söylemlerinde ölçüyü iyice kaçırmaya başladılar. Neler va'detmiyorlar neler... Vaadlere bakılırsa, seçimlerden sonra her şey çok iyi olacak. O da olacak, bu da olacak. Bütün sıkıntılar bitecek!.. Herkese iş, herkese aş; (çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın) herkese maaş. Bütün gençlere üniversiteye girme imkanı, bütün çiftçilere traktör ve tabii ucuz mazot. Vergiler düşecek, belki de hepten ortadan kalkacak! Neler olacak neler. Yeter ki bir kere iktidara gelsinler. Dertlerin tamamı bitecek... Özellikle yüzde 10 barajının altında kalacağı kesin olan partilerin, seçim vaatleri o kadar endazesiz ki, bunlarla ilgili fıkra ve esprilerin bini bir para. Hamilelik süresinin üç aya düşürülmesinden tutun da, yolcu başına bir YTL ücretle uzaya tren kaldırmaya dek zengin bir portföy oluştu bile. Bütün bunlara bakınca, insan düşünmeden edemiyor: Acaba ülkeyi yönetmeye talip olmuş koca koca adamlar, nasıl oluyor da, bu kadar ölçüsüz ve ciddiyetten uzak vaadleri, hiç sıkılmadan böylesine rahatça dile getirebiliyorlar! Üstelik bu türden davranışlar, ilk defa zuhur etmiyor. Daha önceki seçimlerde de, neredeyse gökteki yıldızları bile va'deden sayısız aday ve parti gelip geçti. Peki bütün bunlara rağmen, en azından bir kısım seçmen, nasıl ve hangi bir beklenti ile, bu hiçbir zaman olmayacak, olamayacak vaadlere kanıyor, yahut kanmış gibi görünüyor? Bu sorunun cevabını vermek hakikaten çok zor. Hani bir söz var ya; "Yalan da olsa söyle, hoşuma gidiyor..." Bunca yaşananlara rağmen; herhalde gerçekler kadar, yalanların da ilgi gördüğü ilginç bir toplumsal yapımız var!.. Baksanıza, seçime giren bütün partiler; ta baştan beri barajı aşmış havasında. İstisnasız bütün partiler, iktidar kapısını aralamış gibi iddialı ve havalı! Kimi bol keseden vaad yağdırıyor, kimisi de seçimin ertesi günü hesap soracağını söyleyerek bazılarını tehdit bile ediyor. Keşke mümkün olsa da; en azından çok partili dönemin başından bu yana; seçimlere katılan bütün partilerin ve adayların, neler va'dettikleri ve seçim öncesi ile seçim sonrasında söylemlerinde ne gibi değişiklikler olduğu, pembe diziler gibi seyredilebilse... Evet... Seçim sandığında, vatandaştan yetki alamayacak partilerin; şimdilerde hep olacak diye ileri sürdükleri şeylerin hiçbiri tabii ki olmayacak!.. Ama o partilerin yöneticileri ve adaylar, bu söylediklerini zaten 22 Temmuz günü itibariyle unutuverecekler. Hayat da bu şekilde sürüp gidecek. Söylemlerinde ve eylemlerinde dürüst ve etik davranan partileri ve siyasileri, elbette bu kategorinin dışında tutuyoruz. Ama dün olduğu gibi, bugün de, bazıları göz göre göre; vatandaşı kandırmaya kalkışmasının normal(!) olduğunu düşünüp yoluna devam edecek. Bunun adına da siyaset denilecek. Olacak olan bu. Olmayacak olan şey de, siyasilerce va'd edildiği üzere bütün sıkıntıların sona ermesi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.