Okullar kapanırken...

A -
A +

Türkiye'nin eğitim alanında kaydettiği gelişmeleri yakından takip etmeye çalışırım. Zira, ilkokul tahsilini mahrumiyet bölgesinde; beş sınıfın tek bir öğretmen tarafından okutulduğu ve toplam 110 (yüz on) öğrencinin aynı dershanede öğrenim gördüğü bir mektepte tamamlayan ve üç sene ara verdikten sonra ancak orta öğretime geçebilen biri olarak, eğitim alanındaki gelişme ve ilerlemeler benim için büyük önem taşır... 2003-2004 eğitim-öğretim yılının sona ermekte olduğu şu günlerde, bütün okullarda tatlı bir heyecan var. Tatile hazırlananlar, LGS ve ÖSS sınavlarının heyecanı içinde bulunanlar, belli bir eğitim sürecini tamamlayıp yeni bir hayata başlamak üzere olanlar... Hepsi ama hepsi ayrı ayrı his ve heyecan içinde, ileriye dönük ümitlerle dolu; ama diğer taraftan da ülke şartları sebebiyle gelecek endişesinden de uzak kalamıyorlar!.. Elbette Türkiye, bilhassa 1980'lerden sonra eğitim alanında çok mesafe katetti. Özel okulların yaygınlaşmasıyla eğitimde kalite hayli yükseldi. Ancak bir gerçek var ortada; ülke gençliği henüz gerçek manada bir fırsat eşitliğine sahip değil. Üniversite kapılarına yığılmış yüzbinler var. Ne yazık ki, bunların dörtte üçü kapısından içeriye giremeyecek! Bu arada yüksek tahsilini tamamlayanların önemli bir kısmının da iş bulamama tehlikesi ile yüz yüze olduğunu unutmayalım. İşte böyle bir atmosfer içinde okullar bir eğitim yılını geride bırakmak üzere. Dün sabah saatlerinde İstanbul Florya'daki Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulu'nun mezuniyet törenine katıldım... Toplumun huzur ve sükununu güvenceye almak, insanların can ve mal emniyetini sağlamak gibi çok zor, ama o derecede şerefli bir meslek ve görevi elbette bilinçli olarak seçmiş bulunan genç polislerin; yüzlerindeki kararlı ifade ile hal ve hareketlerinde, gençliğin enerjisi ile eğitimin verdiği olgunluk, başta töreni izlemeye gelen aileleri olmak üzere herkesi memnun etti. Gerçekten tam bir polis-halk kaynaşması şeklinde geçen mezuniyet töreni Emniyet Camiasının da iftihar vesilesi olmalı. Modern toplumun şartlarına göre yetiştirilmiş bu emniyet mensuplarımızın daha huzurlu bir ülke için büyük katkıda bulunacaklarına inanıyorum. Akşam saatlerinde de İhlas Marmaraevleri Koleji'nin mezuniyet törenine katıldım. Buradaki heyecanım daha başka idi. Çünkü aynı zamanda bir veli sıfatıyla orada bulunuyordum... İhlas Kolejleri, başından beri olduğu gibi; okul-aile dayanışması ve iş birliği esasına göre yürüttüğü eğitim faaliyetinde, gerçekten başarılı bir trendde devam ediyor. İlköğretim ve ortaöğretim seviyesinde kazanılan başarılarla, eğitimin yanında kültürel faaliyetler ve spor etkinliklerinde de göğüs kabartan dereceler elde ediyor. Daha birkaç gün önce, İhlas İlköğretim Okulu folklor ekibinin Finlandiya'da kazandığı dünya birinciliği bunun en yakın örneği. Benim üzerinde durmak istediğim bir başka husus var; Öğretimin yanında öğrencilere gerçek anlamda eğitim de verebilmek... Mezuniyet törenindeki olgunluk ve başarı bir kere daha bize gösterdi ki, İhlas Kolejleri öğretimde olduğu gibi, eğitimde de çok başarılı. Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde bir genelge yayınlayarak, mezuniyet törenlerinin ölçülü, velilerle öğrencileri sıkıntıya sokmayacak şekilde ve israfa kaçmayan bir tarzda yapılmasını istedi. Zira geçmiş dönemlerde yapılan bazı uçuk mezuniyet törenlerinin rahatsızlık verdiğini biliyoruz. Burada belirtmeliyim ki, İhlas Kolejleri bu sene olduğu gibi, geçmişte de, her türlü sosyal etkinlikte her zaman ölçülü, dengeli ve maksada uygun hareket etmiştir. Bu sebeple de okul idarecilerini candan tebrik ederken, mezun olan gençlere ileriki yıllarda daha üstün başarılar dilerim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.