Olaylar bağıra bağıra mı gelecek?!.

A -
A +

Samsun Ladik'te, iki polis memurumuzun şehit edilmesiyle sonuçlanan terörist saldırı hakkında, daha önceden istihbari bilgi alındığı ve ilgili yerlere de gerekli uyarıların yapıldığı ortaya çıktı. Ama neye yarar!.. Benzer bir durum, yedi askerimizin hayatına mal olan Tokat Reşadiye'deki saldırı için de söz konusu. Bu arada, önceden alınan istihbarata rağmen, en dehşetli olay; 13 askerimizin şehit olduğu Dağlıca karakol baskınıdır... Saldırı ile ilgili olarak, Jandarma istihbarat birimleri, tam dokuz gün önce bilgi aldıkları ve Genelkurmay dahil, ilgili bütün birimlere bu konuda rapor verildiği halde, menfur saldırı gerçekleşti. Saldırının niteliği ve yaptığı tahribat hakkında, teferruata girmeye gerek yok. Burada esas olan, saldırının bağıra bağıra gelmiş olmasıdır... Benzer şeyleri 17 şehit verilen Aktütün baskını için de tekrarlayabiliriz. Bugüne kadar tam dört defa baskına uğrayan, (İlk baskın 12 Eylül 1992'de oldu ve tam 22 şehit verildi...) ve onlarca defa taciz ateşine maruz kalan bir karakolumuzu, saldırılardan koruyacak tedbirleri alamamak, hele hele son baskın öncesinde; bölgedeki karakollara saldırı yapılacağına dair yaygın istihbarat raporlarına rağmen, 300-400 teröristin tam altı saat boyunca ağır silahlarla eylem yapma zemini bulması çok düşündürücüdür!.. Bu girizgâhı şunun için yaptım: Son günlerde yeni terör olayları ve provokatif eylemler için hazırlık yapıldığına dair, medyada yoğun bilgiler dolaşıyor. Birkaç günden beri, Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan; "provokasyon dönemi" ile ilgili çok güçlü duyumları aktarıyor ve muhtemel olaylarla ilgili önemli ipuçları veriyor. Dün de Star Gazetesi'nden Şamil Tayyar, yine istihbarat kaynaklı ve oldukça detaylı bilgileri köşesinden duyurdu. PKK, Ergenekon, Hizbullah, DHKP-C, TİKKO, MKP ve MLKP örgütlerinden kimin kimlerle iş birliği yaptığını-yapacağını, derin unsurların içlerine sızdığı hangi cemaatlerin ve derneklerin eylemlerde kullanılacağını (Yazar daha önce Aczimendilerin kullanılmasını da hatırlatıyor...) bir bir sıralıyor. Dahası Tayyar, "Kaos Planı" çerçevesinde, hangi çeşit eylemlerin; hangi illerde yoğun biçimde sahnelenmek isteneceğini de tek tek yazıyor. Özellikle Tunceli, Mardin, Şırnak, Diyarbakır, Hatay, Giresun (Maalesef dün Giresun'dan acı haber geldi. Bir askerimiz mayın patlamasından şehit oldu) ve diğer şehirlerde nelerin yapılmaya çalışılacağını, neredeyse noktası-virgülüne kadar veriyor. Mesela Mardin-Şırnak-Cizre-Silopi Karayoluna baskın yapılarak, rütbeli kişilerin kaçırılmak isteneceğini dile getiriyor. Daha ne desin?!. Şimdi sormak gerekiyor: Provokasyonlarla ilgili bu kadar önbilgi elde iken, yine de olaylar göstere göstere gelebilecek mi?!. Şamil'in sorduğu ilginç soruyu da buraya ekleyelim: "Müesses nizam, anayasa değişikliği ve açılım programına neden ölesiye karşı?"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.