On bir işçi daha yandı!..

A -
A +

Bu ülkeye iş güvenliği ne zaman gelecek acaba? İşte bir facia daha... İstanbul Esenyurt'taki bir AVM şantiyesinde, işçilerin kaldığı çadır koğuşlarda çıkan yangında, on bir kişi yanarak veya dumandan etkilenerek hayatını kaybetti! Eyvah, eyvah!.. En az on bir ailenin bağrına, ateş düştü... Peki, insan hayatı bu kadar ucuz mudur?!. Bilmem kaç yüz milyon dolarlık bir inşaatın şantiyesi imiş... Ama anlaşılıyor ki, o devasa inşaatı yapacak işçilerin can güvenliği hiç de düşünülmemiş. Elbette idari ve adli soruşturma neticesinde, hangi ilgili ve yetkililerin, ne kadar kusurlu olduğu ortaya çıkarılacaktır. Burada kimseyi peşinen suçlu ilan etmiyoruz. Fakat herkesin hemen aklına gelen soru şu: Bu işçiler, konteyner baraka yerine, neden çadırlarda kalıyordu? Çadırlarda kalmaları mevcut mevzuata uygun mudur? Buna kimler izin verdi? Çadırdaki barınma için, gerekli güvenlik tedbirleri var mıydı? Var idiyse, bu facia nasıl meydana geldi? Mesela iddia o ki, çadırlarda yangın tüpü bile yoktu veya vardı da içi boştu!.. Bu satırlar yazılırken, olayla ilgili on bir kişinin gözaltına alındığı bilgisi verildi. Ba'de harabil Basra! Bu, ölen on bir vatandaşımızı geri getiremez ki. Elbette işin hukuki icabı neyse yapılmalı. Ama asıl mesele, insanlarımızın bu tür felaketlere maruz kalmasının önüne geçmektir. Sayın Çalışma Bakanı, iş güvenliğine dair, önleyici koruma sağlayacak yeni ve müstakil kanun çalışmasından bahsediyor. Çok ama çok gecikmiş bir konu... Fakat zararın neresinden dönülürse kârdır. Kanun çıkarmak da, tek başına bir şey ifade etmez. Doğru dürüst uygulama ve ciddi bir denetim gerekir. Şayet ciddi denetim olsaydı, bu yangın önlenebilirdi. Bakınız daha 20 gün önce Adana Kozan'da Gökdere Köprü barajındaki çökmeden dolayı, on vatandaşımız sulara kapılıp öldü. Bunlardan altı tanesinin hâlâ daha, cesedi bile bulunabilmiş değil. Orada da bir sürü eksiklik, kusur ve ihmal olduğu ortaya çıktı... 2008 yılı Şubatında, yine İstanbul Zeytinburnu'nda; ruhsatsız bir maytap fabrikasında meydana gelen bir infilaktan 23 kişi hayatını kaybetti. Ne yazık ki, şimdiye kadar sorumlular hakkında, dişe dokunur bir hukuki uygulama dahi yapılamadı. Yani bu konularda hep sınıfta kalıyoruz... Tuzla tersanelerindeki işçi ölümleri, yıllarca kanayan yara idi. Son yirmi yıl içerisinde, bu tersanelerde toplam 150'ye yakın işçi hayatını kaybetti. Sebep hep aynı, iş güvenliğinin olmaması... Bu iç karartıcı tablonun artık değişmesi lazım. Mesela, bizdeki kömür madenlerinde meydana gelen ölümlü kazalar, başlı başına bir faciadır. 2010 Mayıs'ında Zonguldak'taki bir madende meydana gelen kazada, 32 tane insanımız yerin 540 metre altında gömülü kalmış ve cesetleri ancak aylarca sonra çıkarılabilmişti! Aynı yılın şubat ayında, Balıkesir Dursunbey'de meydana gelen kazada 17, ondan da üç ay önce Bursa'daki maden kazasında 19 insanımızı kaybetmiştik... Bunlar hemen bir çırpıda göze çarpan acıklı olaylar. Ülkemizdeki maden ocağı kazalarının sayısı, çok çok yüksek... Bunun da esas sebebi, tedbirsizlik, sorumsuzluk ve tabii denetimsizlik. Ne olur biraz ciddiyet!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.