"Orta Doğu" denilen netameli bölge, insanlık tarihinin en utanç verici dönemlerinden birini yaşıyor. Irak'ta, her gün yenileri açığa çıkan işkence fotoğraf ve görüntüleri yüzünden, ne yapacaklarını şaşıran işgal güçlerinin sorumluları, bir türlü sağlayamadıkları kontrolü büsbütün kaybetmekten korkuyorlar. Son günlerde ABD ve İngiltere cenahından gelen açıklamalar, bu ülke yönetimlerinin içine düştüğü açmazın boyutlarını artık daha bariz şekilde ortaya koyuyor... İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, Irak'ta durumun bir yıl öncesine göre daha korkunç olduğunu resmen itiraf etti. Bu arada Başbakan Blair'in bir sözcüsü de, İngiltere'nin politikasının bir an evvel sorumluluğu Iraklılara devredip geri çekilmek olduğunu söyledi. Düne kadar, bunun aksini seslendiren İngiltere, anlaşılan yüzseksen derecelik bir dönüşe hazırlanıyor. Her ne kadar, Blair'in kendisi hâlâ daha görevi tamamlayıncaya kadar Irak'ta kalacaklarını söylüyorsa da, bunun yalnızca bir manevraya dönük olduğu tahmin ediliyor. Amerikan siyaset çevreleri ve kamuoyundan gelen tepkileri göğüslemekte zorlanan Bush'un Güvenlik Danışmanı Condolesa Rice, Irak'ta gelecek haftaların çok daha zor geçeceğini açıklamak zorunda kaldı. Rice'ın bu ifadesi, Irak'taki durumun vahametini net olarak ortaya koyuyor. Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Powell, Irak işgaline gerekçe teşkil eden kitle imha silahlarının varlığına dair istihbarat raporlarının asılsız olduğunu, bu raporların önceden bile bile CIA tarafından kasıtlı olarak yanıltıcı biçimde hazırlandığını da itiraf etti. Artık işgalin geçerli hiçbir gerekçesi kalmamış oluyor. Şimdi tek dayandıkları şey, Saddam'ın dikta rejimi ve yaptığı zulümler. Ama buna müdahale için de tabii ki, BM kararı gerekiyordu!.. Yani ABD ve İngiltere tam bir çıkmaz içinde. Buradan yine işi BM'ye yıkarak sıyrılmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan İsrail, Filistin topraklarında katliama devam ediyor. Yalnızca, son iki gün içinde öldürülen Filistinli sayısı elliyi aştı. Gazze'deki mülteci kamplarında yüzlerce evi, tank desteğindeki dozerlerle yıkan İsrail askerleri, en az on iki bin kişiyi de evsiz bıraktı. Bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden bu insanlık suçu, nedense sessizce izleniyor. Her türlü devlet terörünü fütursuzca icra eden İsrail, tek taraflı propaganda ile, yaptıklarını teröre karşı mücadele olarak lanse ediyor... Çoluk çocuğu, masum sivilleri öldürmek ne zamandan beri terörle mücadele oldu acaba?! Ne yazık ki, Orta Doğu'da, işkence, katliam, zulüm gibi, insanlık alemi için utanç verici olaylar artık kanıksanmış durumda. Ama bu insanlık suçunu işleyenlerle, onlara destek verenler, elbet bir gün yaptıklarının faturası ile yüz yüze gelecektir. Tarih böyle dönemleri çok gördü, ancak her seferinde zalimlerin sonu hüsran oldu...