"Ortak Düşman..."

A -
A +

Türk- ABD münasebetlerinde kritik bir eşik teşkil eden; Erdoğan-Bush görüşmesi nihayet gerçekleşti. Görüşme sonrasında yapılan açıklamalar, bu resmi ziyaretin sonuçları hakkındaki genel beklentinin karşılandığını gösteriyor... Nedir bu beklentiler? Her şeyden önce kimse ABD Yönetiminin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak'a kapsamlı bir operasyon yapma isteğine müsbet cevap vereceğini beklemiyordu. Bu konuda yanlış şekilde yönlendirilen kamuoyu, bir süredir gereğinden fazla heyecana kapılmış olmakla birlikte; böyle bir şeyin esasen bizim tarafımızdan arzu edilen bir husus olmadığını bilenler biliyordu. Gelinen nokta şudur: Amerika şimdiye kadar PKK için sadece "terör örgütü" tanımlamasını yapıyordu. Ama Dışişleri Bakanı Rice'ın Ankara ziyaretinden itibaren; ABD yetkililerinin söylemi şu şekilde değişti: PKK bizim de düşmanımız. Nitekim Beyaz Saray'da basına yapılan ortak açıklamada; Geroge Bush, PKK'nın hem Türkiye, hem Irak ve hem de ABD düşmanı, yani ortak düşman olduğunu çok net biçimde deklare etti. PKK "düşman" ve "ortak düşman" olarak kabul edildiğine göre, artık buna karşı sergilenecek davranış biçimi bellidir. Nitekim bu yaklaşımı Başbakan Erdoğan'da; "Düşman yok edilmesi gerekendir..." şeklinde izah etti. ABD düşman olarak ilan ettiği El Kaide'ye karşı nasıl davranıyorsa, artık PKK'ya da öyle davranmak durumundadır. Bunu yapabilmek için gerekli mekanizmaların da teşkiline başlanmıştır. Teferruata girmeye gerek yok. Önemli olan neticeye götürebilecek yoldur. ABD'ye yapılan bu son resmi ziyaret sırasında, bir nokta kullanılan bir kavrama dikkat çekmek gerekiyor. Şimdiye kadar Başkan Bush, Türkiye için "Stratejik Ortak ve Müttefik" ifadesini açıkça kullanmamıştı. Ama bu defa çok açık şekilde bunu dile getirdi. Türkiye ile ABD "Stratejik Ortak" seviyesinde ilişkilere sahip olduğuna göre; tarafların birbirine karşı davranışı da buna uygun olmak durumundadır. ABD nihayet PKK'ya karşı ciddi bir angajmana girme ihtiyacı hissetmiştir. Şimdiye kadar hep, "Benim öncelikli meselem PKK değildir..." diyen ABD Yönetimi, artık yeni bir karar ve uygulama sürecine girmiş bulunmaktadır. Açıklandığı gibi ABD, PKK terör Örgütü'nün Kuzey Irak'taki varlığı konusunda Türkiye'ye "üzerinde harekete geçilebilir istihbarat" veya başka bir ifadeyle "sıcak istihbarat" paylaşımında bulunacak. Bu istihbarat da, özellikle nokta operasyonları için büyük önem taşımaktadır. Başbakan Erdoğan'ın da kaydettiği üzere; bundan sonraki süreç operasyon sürecidir. Şunu açıkça ifade etmek gerekiyor: Amerika, kapsamı ve hedefi belirlenmiş sınırlı bir hudut ötesi operasyona resmen onay vermiş bulunuyor... Daha önce bunu yapmak istemiyordu ve bugüne kadar da açıkçası Türkiye'yi oyalamıştı. Lakin Türkiye'yi artık durduramayacağını anlayan ABD, çok kritik bir noktada işbirliğine girerek; daha geniş ve sonucu kestirilemeyecek büyük bir operasyonun önüne şimdilik geçmiş oldu. Durumun özeti budur... Bu sonuçla birlikte hemen yarından itibaren hudut ötesi operasyonların yapılacağını da beklememek gerekir. Bu iş bir zamanlama meselesidir ve toplanacak istihbaratın değerlendirilmesiyle uygulamaya geçilecektir. Başka türlü zaten etkili olma şansı yoktur. Muhalefetin "Dağ fare doğurdu..." türünden Erdoğan-Bush görüşmesine yaptığı eleştiriler, epeyce sübjektiftir. Birincisi her şeyi yukarıda da belirttiğimiz gibi, sınır ötesi operasyona bağlamak doğru değildir. Nitekim eski genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanları, operasyonla bölücü örgütün bitirilemeyeceğini söylüyorlar. İkincisi de şu: Uluslararası ilişkilerin kendine has kuralları ve incelikleri vardır. Hamasi nutuklarla, herkese rest çekerek bir yere varmak mümkün değildir. Gerçekçi olmak gerekir. Dünyaya yön veren bir Süper Güç ile olan münasebetlerde, her istediğinizi almanız zaten mümkün değildir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.