Özalsız 15 yıl...

A -
A +

Merhum Turgut Özal'ın vefatının 15'inci yıl dönümünde, medyada çok farklı şeyler yazılıp çizildi... Herhangi bir ön yargı veya ideolojik saplantının esiri olmadan; Özal'ın 1983-1993 arasındaki on yıllık dönemde Türkiye'ye yaptığı büyük hizmetleri objektif olarak değerlendiren insaflı kalemler, onun ne kadar büyük bir vizyon sahibi olduğunu bir kere daha teyit ettiler. Geçen zaman zarfında, Özal'ın vaktiyle öngördüğü durumların nasıl bir bir tahakkuk ettiğini ve O'nun bu öngörülerini dikkate almayan siyasetçi ve devlet adamlarının, sonradan nasıl bir pişmanlık duyduğu biraz da mahçup eda ile anlatıldı. Dahası Merhum Özal'ın, özellikle Kürt Meselesi ve Kuzey Irakla ilgili olarak yaptığı uyarılara kulak verilmediği için; memleketin ne denli büyük sıkıntılara girdiği bu vesile ile bir kere daha itiraf edildi... Özal'ın siyasi dehası yanında, ekonomik alanda Türkiye'ye çağ atlatan icraatı da hatırlandı ve O'nun yeni bir çağ açan hamlelerinin bugünkü Türkiye için ne anlam ifade ettiğine dikkat çekildi. Mesela haberleşme alanında Özal'ın yaptığı mevzuat ve teknoloji devrimi ile; Türkiye'yi nasıl kısa zamanda, gelişmiş pek çok Avrupa ülkesinin dahi ilerisine taşıdığı hatırlatıldı. İstanbul'un bazı semtlerindeki bir ev veya iş yerine telefon bağlamanın yıllar aldığı, bazı mahallelerde bir telefon fiyatı ile bir daire fiyatının neredeyse at başı gittiği günleri unutmayanlar, bunun manasını iyi bilir... Bizler daha lise sıralarında iken; büyüklerimiz telefon için sıraya girip müracaat etmemizi; böylece tahsili bitirip ev bark sahibi olma çağına geldiğimizde, telefon alma imkânına kavuşacağımızı tavsiye ediyordu! Ama herkesin cebinde en az bir mobil telefonun bulunduğu günümüz Türkiye'sinde, bilhassa gençler için bunlar masal gibi gelir!.. Hasılı memlekete yaptığı büyük ve eşsiz hizmetlerinden ötürü kendisi şükranla yâd edildi. Mezarı başına giden vatandaşların sergilediği kadirşinaslık ile, onun için Kocatepe Camiinde okunan Mevlid-i şerifi dinlemeye gidenlerin duygu ve düşünceleri, bir büyük liderin hatırasına gösterilecek saygı ve ihtiramın yansıması idi... Buraya kadar özetlediklerimiz, şüphesiz meselenin olumlu ve takdire şayan tarafı. Madalyonun bir de öteki yüzü var!.. On beş yıl önce Hakk'ın rahmetine kavuşmuş bir büyük devlet adamını, hayırla ve saygı ile anmak yerine; sanki kendisi hâlâ hayatta ve aktif siyasetin içindeymiş gibi, husumet yüklü bir tavırla ve insafsızca eleştiren kalemşorlar; elbette kendi tıynetlerine göre hareket ediyordu. Onların içindeki kin ve nefret duyguları anlaşılan hiç bitmeyecekti!.. "Her kap içindekini sızdırır..." düsturunca, bu kabil insanlardan farklı bir şey herhalde beklenemezdi. O halde bırakalım; nesli tükenmekte olan bu kafalar; içindeki haset ve garezle birlikte kalsınlar! Hakikat şu ki, her geçen gün merhum Özal'ın kıymeti daha çok anlaşılıyor. Mekanı cennet olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.