Özgür ve Özel… Bu kadarı yetişir mi?

Sesli Dinle
A -
A +
Yazının başlığını biraz esprili şekilde atmamızın sebebi, CHP’deki genel başkanlık yarışının nasıl seyredeceği konusundaki belirsizlikler… Kemal Bey en başından beri kendinden emin ve gayet rahat. “Ben aday olmam” diyor ve ekliyor: “Daha önce de aday olmadım, beni aday gösterdiler…” Bu arada CHP kurultay süreci işliyor. Şimdiye kadarki ilçe kongrelerinde, ortaya çıkan sonuçların Kılıçdaroğlu’nu açıkça avantajlı konuma getirdiği belirtiliyor. Demek oluyor ki, 14-28 Mayıs seçimlerinde alınan sonuçlar, parti liderliğine karşı başlatılmak istenen değişim hareketini yeterince besleyememiş. Parti içinde Kılıçdaroğlu’na karşı devam eden eleştirilerin bir kısmı, daha en başında boşa çıkıyor… Zira bugüne kadar sesini hiç çıkarmayan, alınan kararları da bizzat desteklemiş olan bazı isimler, seçim yenilgisini gerekçe göstererek, parti liderliği aleyhindeki rüzgâra kapılarak, keskin muhalefet sergilemeye başladı!.. Bunların başında da Özgür Özel geliyor. Beş dönemdir üst üste milletvekili seçilen Özel, hele de Kılıçdaroğlu tarafından partinin grup başkanı yapıldıktan sonra, bugün değişimden bahsederken, kendi durumunu hiç hesaba katmaya yanaşmıyor. Ama başkaları bunu atlamıyor elbet. Daha ilk dakikada, yumuşak karnına vuruşlar başladı. Mesela CHP’nin eski milletvekili Barış Yarkadaş, Özel’in parti yönetimi aleyhindeki sözlerine, “HEPİNİZ ORADAYDINIZ. MİLLETVEKİLİ LİSTELERİNİ BEN Mİ YAZDIM. BİRİNİZ FEDAKÂRLIK YAPIP ADAY OLMASAYDINIZ…” diye tepki verdi. Bunun devamı gelecek besbelli...
 
CHP’de tartışmalar, gruplaşmalar bitmez… Çünkü geleneği böyle! Özgür Özel’in parti liderliğine soyunması fevkalade bir durum değil. Daha önce Muharrem İnce’nin mükerrer olarak yürüdüğü yolda, bu defa Özgür Özel şansını deneyecek. Ama şunu hemen belirtelim; Özgür Özel hiç de güçlü bir başlangıç yapamadı…
 
Kılıçdaroğlu milletvekili olmadığı için, bir şans ve avantaj olarak Grup Başkanlığı sıfatı ona verildi. Ama dünkü basın toplantısında, “Genel başkan olmayan ilk grup başkanıyım…” derken, etrafında beklenen sayıda vekil yoktu. Bu önemli bir gösterge. Belli ki, bazıları sürecin nasıl gelişeceğine bakarak tarafını belli etmek istiyor. Bir de Özel ve İmamoğlu paslaşmasının yansımaları var. Ekrem İmamoğlu; “Türkiye’nin değişimi için yola çıkan Özgür Özel ve arkadaşlarına başarılar dilerim…” diye selam gönderdi. Özel de bir süreden beri, söz ve hareketleriyle İmamoğlu’na destek verme veya onun desteğini alma şeklinde manevralar yapıyor. Bunun devamı nasıl gelecek göreceğiz. Fakat tekrar ifade edelim ki, Özel’in meydana ilk çıkışı zayıf kaldı. Basın toplantısında söylediği şeyler de sıradan ve hepsi günlük tartışmaların sınırları içinde kalan hususlar…
 
“Parti yönetimi seçim yenilgisini üstlenmedi” diyor. En az bir yıl boyunca konuşulan, tartışılan ittifak meselesi üzerinde, Özgür Bey şimdi kalkmış eleştiri yapıyor. Her şey olup bittikten sonra… “Partiler arası protokollere dair bilgilendirme dahi yapılmadan süreç izlenmiştir…” diyor. Acaba Özgür Özel ve onun yanında duran diğer vekiller ve yöneticiler, bu süreci izlemeyip ne yaptılar? Anlayacağınız bu söylemle Özgür Özel istediğini alamaz!.. “CHP’nin kayıt dışı siyasete teslim olmasını kabul etmiyoruz…” sözü çok naif bir söylem. Peki, seçimler öncesinde kayıt dışı siyaset tam gaz devam ederken, niçin sesini çıkarmıyordu diye sormazlar mı?
 
Bana kalırsa böyle yüzeysel eleştiriler, Özgür Özel’in gerçekten, Kemal Bey’e karşı ciddi muhalefet yapıp yapmadığı konusunda bile şüphe doğuruyor… “Parti içi iktidarı korumaya odaklandı” cümlesinden başka, kayda değer bir eleştiri yok konuşmasında!  Sadece son seçim sonuçları üzerine bina edilmiş, “28 Mayıs’tan bu yana doğru dürüst uyku uyuyamayanların hikâyesi…” diye takdim ettiği çıkış çok hafif kalıyor.
 
“Seni aday olma kararına hangi sebep itti?” sorusuna , “Babamın, benim ve kızımın arkadaş grupları…” diye yuvarlak bir cevap, hiç kimsenin beklentisini karşılamaz. Hele hele son güne kadar Kılıçdaroğlu’na en büyük desteği vermiş kişilerden biri olarak, Özgür Özel’in iddiasını güçlendiremez. Bakalım arkası nasıl gelecek. Öyle görünüyor ki, Özgür Özel, daha önce Muharrem İnce’nin ortaya çıkardığı muhalefet potansiyelinin hayli gerisinde kalacak… Bu arada aynı gün, Genel Başkanlık için aday adaylığını açıklayan Prof. Örsan Kunter Öymen, CHP’nin bir çıkmaz sokak içinde olduğunu bunun için üçüncü yolu açmaları gerektiğini söyledi. Üçüncü Yol “altı okun yolu” imiş. Bu da herhâlde yeni bir tartışma başlatacak… Yoksa CHP sessiz sedasız “Altı Oku” terk mi etmişti? 
 
Velhasıl CHP’de enteresan gelişmeler yaşanıyor. Ama bu gelişmeler Kemal Bey'in işine gelir nitelikte!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.