Özrü kabahatinden büyük!..

A -
A +

Teşbihte hata olmaz" derler ya; mesela şu bizim Claudia Roth, (Yanlış anlaşılmasın, Türkiye'yi komşu kapısı yaptığı ve her gelişinde mutlaka manşetlere tırmandığı için "BİZİM" dedik) Ulucanlar Cezaevine bir demet çiçekle gittiği gibi, Bağdat'taki Ebu Garip Hapishanesi'ne de bir uğrayıverse... Hatta çiçek almak gibi bir masrafa girmesine de gerek yok! Bush'u bile iğrendiren işkencelerin cereyan ettiği; Ebu Garip Hapishanesi için, böyle kara mizah bir giriş yapmak size ters gelebilir. Ancak işkence olayları karşısında, sorumluların ve üçüncü taraf olarak dünya kamuoyunun takındığı tavrı açıklamak için başka ne yapılabilir ki?! Bakınız ABD Başkanı Bush'un tepkisine; Savunma Bakanlığını (Pentagon) ziyareti sırasında, henüz medyada yayınlanmayan işkence fotoğrafları kendisine gösterildiğinde, "İĞRENİYORUM..." diye tepki vermiş. Buraya kadar tamam, ama bundan sonrası oldukça tuhaf... Irak'ta olup bitenlerin baş sorumlusu olarak, Amerikan kamuoyu tarafından istifası istenen Savunma Bakanı Rumsfeld'e bakınız Bush nasıl arka çıkıyor; "Mükemmel iş yapıyorsunuz! Siz güçlü bir savunma bakanısınız ve milletimiz size minnet borçlu..." Başlangıçta yanaşmasa da, yükselen tepkiler üzerine, Irak halkından peş peşe özürler dileyen Bush, bu yaklaşımı ile de, özrünün kabahatinden büyük olduğunu ortaya koymuş oluyor... Bunun bir diğer ispatı da, işkenceye adı karışan yedi askerin altısına kınama, birine ise ihtar (Bayan general Karpinski) verilmesi. Bakalım bundan sonra işkencecilere ne tür bir ceza verilecek... Bu arada işkenceci ABD askerlerinin hayat hikayeleri de yavaş yavaş açığa çıkıyor. Olaylara karışanların kişilik problemli, sapkın ve bir kısmının da sabıkalı çıkması, bu tip askerlerin kritik yerlerde görevlendirilmesindeki sakat mantığı gösteriyor. Irak halkına yapılanlar gün yüzüne çıktıkça, Bush'a olan destek de aşağı düşüyor. Son anketlere göre yüzde 48'e inmiş... Acaba Bush'a gösterilen resimler medyaya yansıdığında, onun desteği Rumsfeld'i kurtarabilecek mi? Çünkü daha şimdiden ordu gazetesi "Army Times" bile, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanının kellelerini istiyor da... Gelelim Blair'in durumuna... Onun hali daha da kötü. Arkasındaki halk desteği yüzde 32'ye düşmüş. Ve İngiliz halkının yüzde elli beşi (%55) İngiliz askerlerinin Irak'tan geri çekilmesini istiyor. Ama Blair, Bush'un talebiyle ilave asker göndermeye hazırlanıyor! Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International)'nün raporuna göre, İngiliz askerleri, sebepsiz yere, yani hiçbir tehlike arz etmedikleri halde, 37 masum Iraklıyı kasten öldürmüş! Üstelik bunların içinde sekiz yaşında bir de kız çocuğu var... İngiliz Başbakanı da askerlerinin yaptığı işkencelerden dolayı özür dilemiş ve suçluların mutlaka cezalandırılacağını söylemişti... Ama Af Örgütü'nün İngiltere Masası Şefi Kate Allen, İngiliz ordusunun yaptığı soruşturmanın güvenilirlikten yoksun olduğunu bildirerek, bu olaylarla ilgili olarak bağımsız bir tahkikat yapılmasını istedi. Evet... Özür dilemek bir anlam ifade etmiyor. Çünkü, Blair'in Irak'a daha çok asker göndermek istemesi, Bush'un "Mükemmel iş yapıyorsunuz..." diyerek sorumluları arkalaması, özrün kabahatten daha büyük olmasından başka anlama gelmiyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.