"e-Muhtıra" diye meşhur olan Nisan 2007 tarihli bildiri, Genelkurmay internet sitesinden nihayet kaldırıldı... Işık Koşaner'in bütünüyle sahiplendiği ses kaydının, alenileşen muhtevası ve uyandırdığı yankılar, yeni bir kırılma noktasıdır. Yeni ve önemli sonuçlar doğuracaktır. Askerî reform kaçınılmaz hale gelmiştir. Ama nasıl bir reform yapılmalı?.. Geçmişten günümüze, askerlerin vatana hizmet yolunda yazdığı, sayısız sadakat ve fedakârlık destanı var. Ancak bu iftihar tablosunun yanında, ne yazık ki, hırs ve ikbal dürtüsüyle girişilen ihanet hareketlerinin, saray entrikaları ve darbelerin sayısı da çok kabarıktır!.. Pazar günkü yazıda iki örnek vermiştim. Bu bayram günlerinde biraz sabır gösterirseniz, çok da uzatmadan iki üç yazıyla geçmişi özetleyip, günümüz için daha geniş analizler yapmaya çalışacağım... Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa, sıkı bir askerdir. Osmanlı Ordusunun Mısır'da, Napolyon güçlerine karşı verdiği mücadelede, önemli başarılar kazanmıştır. Bu yüzden Napolyon'un ve kimi meşhur Batılı yazar ve şairlerin dikkatlerini çekmiştir. Tepedelenli, sonraları âdeta devlet içinde devlet gibi hareket ettiği Makedonya ve Arnavutluk merkezli coğrafyada da, asayişi sağlama ve otoriteyi tesis etme noktasında mahirdir. Fakat heyhat!.. O hırs ve ikbal sevdası yok mu... Her şeyi tersine çeviriyor. Neticede taşradaki Tepedelenli ile merkezdeki Nişancı Halet, giriştikleri güç ve iktidar savaşında, birincisi kurşunla; diğeri de idamla hayatını kaybetmiştir. Ne var ki, bu sürtüşmenin sonucunda bölgede doğan boşluktan, Rumlar derhal istifade etmiş, yedi sekiz yıl içinde de; Yunanistan bağımsızlık kazanmış, Balkanlar'da acı serüvenler birbirini kovalamıştır... Şahıslar üstüne kurulu entrikalardan ziyade, ciheti askeriyenin kurumsal olarak içinde yer aldığı saray kavgaları ve darbeler daha çok yıkıcı olmuştur. Bunların başında tam 135 sene evvel vukua gelen ve sonrası için de çok kötü çığırlar açan darbedir. Sultan Abdülaziz Han'ı önce tahttan indiren daha sonra da hunharca katlettiren bu darbe, aynı zamanda koca İmparatorluğun 45 yıl içinde; tam on bir milyon yüz bin kilometre kare toprak kaybederek yıkılmasını intac eden sürecin başlangıcıdır! Bu darbenin elebaşı Serasker (Milli Savunma Bakanı, bugünkü genelkurmay başkanının yetkilerini de haiz) Hüseyin Avni Paşadır. Kullanılan taşeron da Harp Okulu Kumandanı Süleyman Paşa'dır. Üç yüz tane harp okulu talebesini kullanarak darbeyi gerçekleştiren bu paşanın taktiğini, seksen küsur sene sonra Albay Talat Aydemir deneyecektir... Hüseyin Avni Paşa'nın devlete hâkim olma hülyası, sadece on bir gün sürmüştür. Paşa on bir gün sonra, Kolağası (kıdemli yüzbaşı) Çerkez Hasan'ın, kurşun ve bıçak darbeleriyle kuyruğu titretmiştir ama, Devlet-i aliye de büyük felaketin içine sürüklenmiştir! 1876'dan beri, darbe fitnesi bu ülkeye neler yaşattı neler... Devam edeceğiz. Ramazan Bayramınızı tebrik ederim!