Irak'ı işgal için ilk füzelerin atılmasının üzerinden tam bir yıl geçti... Bu bir yıl zarfında binlerce Iraklı sivil hayatını kaybetti. On binlercesi yaralandı. Yüz seksen bin kişi de işgal kuvvetlerince yakalanıp gözaltına alındı, bunların büyük bir kısmı sorgusuz sualsiz aylarca tutuklu kaldı, insanlık dışı işkencelere tabi tutuldu. Binlerce kayıp var. Yüz binlerce insan işini kaybetti. Bir o kadarı yerinden yurdundan oldu. Bu konuda Uluslararası Af Teşkilatının raporları ortalıkta dolaşıyor ama, dönüp bakan yok. Çünkü bu raporlarda suçlanan süper güce yaptırım uygulamaya imkan yok... Peki ne var? Şimdilik, ancak protestolar var. Dünyanın her tarafında işgale karşı öfke var... Önceki gün elliden fazla ülkede, yüz binlerce İnsan Amerika ve İngiltere'nin Irak işgalini protesto eden gösteriler düzenlendi. Bu gösterilerin en büyükleri de yine ABD ve İngiltere'de gerçekleşti. ABD'nin başta New York olmak üzere, Los Angeles, Chicago gibi büyük kentlerinde insanlar, haksız yere sürdürülen işgalin bir an önce sona erdirilmesi için sivil tavır koydular. Özellikle Los Angeles'deki Federal hükümet binasının önüne, Irak'ta ölen ABD askerlerini simgeleyen 500 çift askerî botun içtima düzeninde yerleştirilmesi ve hayatını kaybeden Iraklılar için de ayakkabı ve bot yığını yapılması çok anlamlı bir tepki idi. Şimdilik bu protestolardan pek etkilenmemiş gibi görünmeye çalışan George Bush ise, yaklaşan seçimlerin derdine düşmüş vaziyette. Irak savaşı için öne sürdüğü kitle imha silahları ve El Kaide bağlantısının asılsız ve yalan olduğunu iki ay önce resmen itiraf etmek zorunda kalan Bush, şimdi de içine düştüğü anafordan kurtulmak için BM ve NATO yardımına bel bağlamış durumda. Daha önce BM ve NATO'yu görmezden gelen Bush Yönetimi, şimdilerde ise işi birinci derecede onlara yıkmaya çalışıyor!.. Beri tarafta Avrupa Birliği'nin ve bugüne kadar ABD'ye destek veren bazı ülkelerin gözü biraz daha açılmış durumda. Ama ne yazık ki, bu uyanış Iraklıların içinde bulunduğu felaketi hafifletmiyor. Özgürlük ve demokrasi getirme iddiasındaki ABD'nin Irak'taki en yüksek temsilcisi Paul Bremer; "Çok daha kötü günler bekliyorum..." diyerek çaresizliğini kabul ediyor! Propaganda konvoyları Sabahtan beri, oturduğumuz sitenin içerisinde ve çevresinde klakson sesleri kesilmedi!.. Hemen hemen bütün partiler görülmemiş uzunlukta konvoylarla ve büyük gürültü ile arzı endam etti. Arabalarda daha çok çocuklar var ve durmadan birbirlerine el sallıyorlar. Ailecek çıkılan bu yeni tür pikniğe, bazıları giyinme ihtiyacı duymadan pijama ve terliklerle katılmış... Bu da propagandanın yeni versiyonu. Değişim geçiriyoruz ya! Neyse bugün de gürültüye kulaklarımızı alıştıralım; zararı yok, haftaya bugün bağıramayacaklar. Belki bazıları sessizce evlerinde oturup ağlamaklı şekilde kendi kendisine şöyle soracak; Biz nerede hata yaptık? Su ve hayat... Bugün "Dünya Su Günü". Hayat kaynağımız olan suyun kendi kaynakları ne yazık ki, hızla kirleniyor ve tükeniyor. Sınırlı şekilde yenilenebilen bu kaynakların korunması ve tüketiminin bilinçli yapılması noktasında maalesef yeterli bir duyarlılık gösterilmiyor. Her şey gibi suyu da çok israf ediyoruz. Ama bilmeliyiz ki, hali hazırda altı milyar insanın yaşadığı dünyamızda, en az bir milyar insan yeterince su bulamıyor. Ve en az bir milyar insan da sağlıklı ve temiz su imkanından yoksun. Su kaynakları hızla azalıyor, dünya nüfusu ise tam tersine yüksek oranda artıyor. En önemlisi de; petrol, kömür gibi enerji kaynaklarına nazaran suyun alternatifi de yok! Su Vakfı, bugün Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde konu ile ilgili bir panel düzenlemiş bulunuyor. Panelde konuşmacı olarak bize de görev verilmiş. İlgilenenler için panelin saat 13.00'te başladığını bir kere daha hatırlatalım...