Provokasyona dikkat!.. Üsluba da dikkat!

Sesli Dinle
A -
A +
Toplumun huzurunu kaçırmak, seçim güvenliğine gölge düşürmek, birileri hesabına ortalığı karıştırmak için, provokasyonlara ve terör eylemlerine başvurulabileceği epey önceden seslendirilmişti…
 
Elbette devletin ilgili birimleri çok daha geniş istihbarat bilgilerine sahiptir. Buna göre gerekli tedbirleri de alır, alacaktır.
 
İyi Parti İstanbul İl Başkanlığı binasına yapılan silahlı saldırının zamanına dikkat isterim! Meral Akşener’in son günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik, hayli keskin üslubu tepki topluyordu. “Recep Bey, belli ki sinirlerin bozulmuş, gergin görünüyorsun… Papatya çayı içmeni tavsiye ederim…” gibi, siyasi nezaket ve seviye bakımından problemli sözlere, AK Parti cenahından da karşılık verildi. Ömer Çelik de Akşener’e, “Bölücü terör örgütüyle ilişkili bir ortaklıkta yer almış bulunma durumunu, tonlarca rezene çayı içsen bile hazmetmen mümkün değil” dedi.
 
Görüldüğü üzere bir defa ölçü kaçtı mı, arkası da geliyor. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan bir televizyon programında, bugüne kadar gerçekleştirdikleri siyasi icraatı işaret ederek, söz verdikleri işleri mutlaka yaptıklarını belirtti ve Meral Hanıma göndermede bulundu. “Benim adım Tayyip, Soyadım Erdoğan. İsmime dikkat et. Beni kendinle uğraştırma…” dedi.
 
Erdoğan bu sözleri herhâlde AK Parti’nin ve kendisinin bugüne kadarki başarılarına dikkat çekmek için söyledi. Fakat Akşener tam tersine, söylenenleri kişisel bir tehdit gibi algılayarak, “Korkmuyoruz, adresimiz belli…” diye karşılık verdi. Tuhaf değil mi? Herhâlde objektif düşünen hiç kimse, Cumhurbaşkanının Meral Hanımı şahsen hedef alarak tehdit ettiği sonucunu çıkaramaz. Velakin ortalık gerilince, toz duman içinde başka şeyler de oluyor. İl Başkanlığına yapılan saldırı bu ortamın ürünü!..
 
Akşener, Partisine yapılan saldırıya tepki gösterirken, açıkça yanlış bir adreste suçlu aramaya kalktı… “Aziz Milletim; bu ucube sistemin devamı hâlinde bugün bize, yarın size. Meral Akşener’i korkutacak adam daha anasından doğmadı. Korkmuyorum Recep Bey!..” gibi suçlama, hamaset ve meydan okumayla karışık laflar etti. Meral Hanım, derhal olayın önünü arkasını kendince tahkik edip, suçluyu ve azmettiriciyi eliyle koymuş gibi buluverdi!.. Bu işler bu kadar ucuz olmamalı. Meral Hanım şöyle bir illiyet bağı kuruyor: “Sen bu işleri yanlış yapıyorsun bayan dendi, evim basıldı. Bu defa beni kendinle uğraştırma denildi, bugün de partimizin İstanbul İl Başkanlığı iki yerden kurşunlandı…” Böyle de düz bir mantık!.. Ancak Meral Hanım tutarlılık için fazla da gayret içinde görünmüyor. Bir taraftan da salvolarına devam ediyor.
 
Erdoğan’a aynı noktadan yükleniyor. Şöyle diyor: “Sinirlerin çok bozulmuş, bir buçuk ay kaldı. Gideceğini yeni anladın. Etrafındaki yalaka tayfasına bağırmak yerine bize bağırmayı tercih ediyorsun. Bundan kaçış yok. Benim tavsiyem papatya çayı içmendir…” Akşener özel olarak kadınlara da seslendi ve duygulara hitap etti: Kendisi siyasette güçlü bir pozisyonda olduğu hâlde, bütün bunlar başına geliyorsa, kim bilir kendi hâlinde sade vatandaş kadınlar nelere maruz kalıyordu?.. Görüldüğü üzere, Meral Akşener provokatif bir olayı soğukkanlı bir şekilde tahlil edip, ülke adına bu türden kışkırtmalara karşı dikkatli olunmasını tavsiye etmek yerine, buradan toparladığı çok yanlış argümanlarla, iktidarı sanık sandalyesine oturtmaya çalışıyor.
Türkiye’nin sükûnete ihtiyacı var... Bu konuda en fazla sorumluluk taşıyan ve dolayısıyla hassasiyet gösteren de bizatihi iktidarın kendisidir. Yani iktidar asla böyle provokasyonlardan menfaat devşirmez. Çünkü anarşiden en fazla rahatsızlık duyacak olan mekanizma iktidardır. Bu hususu dikkatlerden uzak tutmamalıyız. Bu olaya maruz kalan İyi Parti'nin ve diğer muhalif partilerin de, meseleyi istismar etmeleri asla doğru değildir.
 
Anlayacağınız, seçimlere kırk küsur gün kala, iktidarın siyasi partileri korkutmak ve sindirmek için bu kabil saldırılara çanak tutacağına kimseyi inandıramazlar. Dolayısıyla Meral Akşener’in bu yöndeki ithamları, iddiaları açıkça havada kalmakta. Altılı Masa’nın yedinci ayağı olarak resmen yerini alan ve buna göre seçim stratejisi belirleyen HDP’nin arkasındaki bölücü terör örgütünün dahi, anarşik eylemlere ara vereceğini duyurduğu bir zamanda, böyle kirli tezgâhların kurulmasının hedefi açıktır. Bütün vatandaşlarımız da bu noktada derin şuur sahibidir. Daha açık ifadeyle vatandaşlarımız neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor.
 
Provokasyonlara dikkat derken, siyasilerin üslubunun da bir o kadar önemli olduğunu hatırda tutalım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.