Dün burada "bıçağın kemiğe dayanması" durumundan söz etmiştik. Ne yazık ki, bugün bıçağın kemiği de zedelediği bir hal söz konusu... Dört gün önce Şırnak Beytüşşebap'ta, biri yüzbaşı, üç askerimizin şehit edilmesi üzerine; Başbakan Erdoğan içinde bulunduğumuz Ramazan ayının manevi ikliminde, insan hayatına karşı gösterilmesi gereken hassasiyete işaret etmiş; diğer yandan terör örgütünün hiçbir manevi değer ve insani kıymete aldırış etmeden, kan dökmeye devam etmesinin tahammül sınırlarını zorladığına dikkat çekmişti. Dün sabah yürekleri yakan daha acı bir haberle, toplumun sinirleri bir kere daha gerildi. Hakkari Çukurca'da, teröristlerin kalleş mayın tuzakları ile biri binbaşı, yedi tane askerimiz şehit oldu, on bir tane de yaralı var. Aynı bölgedeki ikinci bir patlamada da bir korucu şehit oldu. Bölücü örgüt, din - iman, Ramazan filan dinlemeden, vahşet üzerine vahşet işliyor. 'Sözün bittiği yer' diye bir tabir vardır. İşte o noktadayız. Nitekim Erdoğan dün, tam da bu durumu tanımladı. "Sözün bittiği yerdeyiz. Ramazanla ilgili sabrımız bitmiştir. Bundan sonra her şeyi oldukça göreceğiz. Bunlar konuşulmaz, yapılır..." dedi. Başbakan, terör örgütü ile arasına mesafe koymayanların da bunun bedelini ödeyeceğini, üzerine basa basa bir kere daha dile getirdi. Anlaşılıyor ki, önümüzdeki günlerde terörle mücadelede yepyeni bir süreç başlayacak. Olaylar ve resmi beyanlar, durumun ciddiyetini yeterince anlatıyor. Hainlerin bu şekilde hunharca kan akıtmasının, mutlaka önlenmesi gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki, artık bütün seçenekler masada!.. Temel hedef, halka rahatsızlık vermeden terörle etkili mücadele. SURİYE İÇİN DE SÖZÜN BİTTİĞİ YER... Bu mübarek Ramazan ayında, ne yazık ki yanı başımızdaki Suriye'de de, masum insanların kanı akmaya devam ediyor. Despot Baas rejimi, topraklarını işgal eden düşmanına karşı bir türlü çalıştıramadığı tankları, silahsız; savunmasız vatandaşlarına karşı gaddarca kullanıyor. Öyle ki, teravih namazından çıkan cemaat da top ve mitralyöz ateşine maruz kalıp can veriyor. Türkiye, komşu ülkede sivil katliamının durması için büyük gayret sarf ediyor ancak, şu ana kadar istenen netice alınabilmiş değil. Tam aksine durum giderek kötüleşiyor. Baas rejimi bindiği dalı kesiyor... Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, diplomasi sınırları içinde hayli sert ifadelerle Suriye Yönetimini şöyle uyardı. "Şayet operasyonlar derhal durmaz ve ülkede durum yeniden normale dönmezse, bundan sonraki süreç için konuşulacak hiçbir şey kalmaz..." dedi. Bunun manası net olarak, 'SÖZÜN BİTTİĞİ YER'dir. Demektir ki, bundan Suriye Yönetimi ile olan ilişkiler artık bir başka formatta yürüyecek! Bugünkü MGK toplantısına Şam Büyükelçisi de katılıp, ülkedeki durum hakkında bilgi verecek. Davutoğlu'nun açıkça belirttiği üzere, Türkiye Suriye'deki zulme sessiz kalmayacaktır.