İşgal kuvvetlerinin güdümündeki Irak Hükümetinin başkanı Nuri El Maliki esip gürlüyor: "Saddam'ın idam edilmesi, Irak'ın iç meselesidir..." El Maliki, daha da ileri gidiyor; idamı ve infaz biçimini eleştiren ülkelere gözdağı vermeye çalışıyor: "İdamı eleştiren ülkelerle ilişkilerimizi gözden geçirebiliriz!.." Breh, breh... Sanırsınız ki, konuşan kişi ülkesi işgal altında olan ve üstelik işgal kuvvetlerinin kaç ülkenin askerinden müteşekkil olduğu bile tam olarak belli olmayan; açık ve örtülü operasyonlarla her gün yüzlerce vatandaşı katledilen veya yaralanan ülkenin değil de; tam manasıyla egemen ve bağımsız bir devletin başbakanı! Nuri El Maliki'nin bu tarz desteksiz atışlarına bakıp insanın gülesi gelebilir. Ancak durum gülünç olmaktan ziyade, gerçekten çok hüzün ve elem verici. Bir tarafta, ülkeyi kan ve ateşe boğan ve tamamen tar-u mâr eden işgal kuvvetleri; diğer tarafta giderek tırmanan ve artık kontrolden çıkmış olan etnik veya mezhep ayrılığına dayandırılan iç savaş... Bütün bunların karşısında her bakımdan aciz durumda ve üstelik kendi iradesiyle hareket etme serbestisine sahip olmayan bir "Irak Yönetimi"! Saddam Hüseyin'in yargılanma biçiminin ve idamının hiçbir zaman Irak'ın iç meselesi olmadığını belirtmeye gerek var mı acaba? Aralık 2003 yılından beri Amerikan işgal kuvvetleri tarafından esir tutulan Saddam'ın; uydurma ve gülünç bir mahkemede yargılanmasından ve üstelik, kendisine isnad edilen bütün suçlardan yargılanmasına dahi fırsat verilmeden (Çünkü kendisine yüklenen bazı suçlardan mesela Halepçe Katliamından yargılanması durumunda; işgalci güçler zor durumda kalabilirdi... İ.K.); çok önceden karar verilmiş olan idam cezasına çarptırılması ve benzeri görülmemiş bir ciddiyetsizlik ve laubalilikle infaz edilmesi, başından sonuna kadar Amerika'nın planı, programı ve dizaynı ile gerçekleşmiş bir süreçtir. Bunda asla kuşku yoktur. Ancak, bu süreçte figüran olarak rol oynamayı kabul eden Irak'taki Şii unsurların, sözüm ona intikam almak üzere; darağacı önünde Saddam'a hakaret edip aşağılarken; bundan doğacak sonuçları hiç ama hiç hesaplamadığı anlaşılmaktadır. Nuri El Maliki'nin tavrı ve açıklamaları ile bu durum tescil edilmiştir. Saddam'ın idamı ve infaz biçimi; Irak'ta kolay kolay sönmeyecek olan iç savaşı müthiş şekilde körükleyecek bir kan davasına dönüşmüştür. Irak'ta batağa saplanan Amerika ve müttefiki İngiltere; iç savaşla Iraklıların birbirini boğazlamasını ve böylece işgale karşı dirençlerinin kırılmasını hesaplıyor olabilir... Şu sıralarda Irak politikasında değişiklik yapma çalışmalarını yürüten Bush'un oradaki komutanları, büyükelçiyi ve diğer önemli elemanları değiştirme ve bu arada bu ülkeye daha fazla asker gönderme kararı aldığı açıklanmış bulunuyor... Şöyle bir geriye bakalım; Irak'ta bugüne kadar kaç tane işgal valisi gönderildi? Galbraithler, Breamerler vb. Şimdi Afgan kökenli Zalmay Halilzad gidip onun yerine Pakistan'da görev yapan Ryan Crocker gelse ne fark eder?!. Daha fazla askeri kuvvet yığılmasına gelince; bu da istenen sonucu asla vermeyecektir! Daha önce bu köşede yazdım; hatırlayınız Amerika Vietnam'a beş yüz bin asker gönderdi. Başına da en seçkin generalleri olan Westmorland'ı koydu. Yedi bin uçak ve helikopterle Vietnam'ın her karış toprağını bombaladı, Napalmlarla bütün ormanlarını yaktı. Netice olarak tam iki milyon Vietnamlı öldü ama; ABD de; tarihinin belki de en büyük yenilgisini alıp çekilmek zorunda kaldı!.. Yani değil 20 bin yeni asker, 200 bin asker daha yığsa da; Irak'ta ipin ucu kaçmıştır artık! Diğer taraftan George Bush'un korkulu rüyası olan ve Demokrat Partililerin Temsilciler Meclisi Başkanlığına getirdiği Nancy Pelosi'nin bundan sonra başını çekeceği muhalif politikalar ABD Yönetiminin işini kesinlikle zorlaştıracaktır. Pelosi'nin şu cümlesi son derece dikkat çekici: "Amerikan halkı ucu açık bir taahhüdü, sonu görünmeyen bir savaşı reddetti..." Son ara seçimlerle hem senatoda, hem de Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu ele geçiren Demokratlar, Bush'un Irak politikalarını başından beri şiddetle eleştiriyorlar. Kongre bundan sonra Bush'u daha da sıkıştıracaktır. Özetleyecek olursak; Maliki boşuna konuşuyor... Saddam'ın idam edilmesiyle hiçbir şey hallolmadı. Tam tersine Irak'ta durum daha da karışacaktır!..