Sağlık Bakanına görev düşüyor...

A -
A +

Evet, Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'a büyük görev düşüyor. O görev de şudur: Konya Devlet Hastanesinde cereyan ettiği ileri sürülen ve birkaç günden beri manşetlerde yer alan; "testis röntgeni çekilip-çekilmemesi" olayının gerçekte ne olduğunun bütün yönleri ile aydınlatılmasıdır. Eğer bu olay hiç kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulup, kamuoyuna da gerektiği gibi açıklanabilirse; günlerdir ortalığı toz dumana vermek isteyenlerin gerçek niyetleri de ortaya çıkarılmış olur. İşte bunun için Bakan Akdağ'a çok büyük görev düşüyor. Sağlık Bakanı, bu konuda araştırma ve soruşturma prosedürünü eksiksiz uygulayarak; istenen sonuca ulaşılmasını sağlayabilir... Sağlamalıdır. Aksi halde, söylentilerin ve iddiaların ardı arkası kesilmez. Buna da meydan verilmemelidir. Bahse konu olayda kusurlu veya suçlu kimse; tereddüde yer bırakmayacak şekilde gün ışığına çıkarılmalıdır ki, bu hadise başka mecralara taşınmasın!.. Maalesef ülkemizde, bugüne kadar aslı astarı olmayan; yahut asıl mahiyeti başka olan pek çok haber, özünden saptırılarak kamuoyunun duygu ve düşünceleriyle çok oynanmıştır. Bazen tayini çıkarılan bir memurun, bazen amirlerine "gıcık kapan" bir personelin, bazen terfi etmek isteyen uyanık bir görevlinin; bazen de işi siyasete dökerek bir rant vurmak isteyen kötü niyetli bir şahsın; olayı tetiklemesi ile, ortalığın toz dumana katıldığı çok olmuştur. Bir dönem solcuların çok kullandığı bir yöntemdi bu. Daha sonra kendilerini "laik" olarak tanımlayan bazı şahıslar bu yola çok başvurur oldular... Eğer böyle birisinin mesela, normal şartlarda görev yeri değiştirilmişse veya herhangi bir kusurundan ötürü yöneticilik sıfatı sona erdirilmişse; dananın kuyruğu kopmuştur artık! O vatandaş bir anda; "Atatürkçü ve laik olduğu için kızağa çekildi, müdürlükten alındı..." hikayesinin öznesidir. Tabiatıyla yerine getirilen de gerici olmalı!.. Böyle aslı astarı olmayan hikayelere çok şahit olduk ne yazık ki. Her bir hikayenin altından bir çapanoğlu çıktı. Olayın üstüne sazan gibi atlayanların da hedef ve maksatları vardı tabii. Kimi zaman kazanılamayan bir ihalenin intikamını almak. Kimi zaman da yapılacak bir ihaleyi garantiye almak... Baskı, şantaj ve tehdit her zaman silahla olmaz. Bazen kalemle ve kamera ile gazete sayfalarında ve televizyon ekranlarında gerçekleştirilir! Devletin kayıtlarında, mahkeme tutanaklarında bu tarz hadiselere dair namütenahi bilgi ve belge var... Ama işin aslı anlaşılıncaya kadar, her seferinde epeyce gümbürtü koptu ve toplum bundan büyük rahatsızlık duydu. Evrakta sahtekârlık yapanlar, rüşvet ve yolsuzluk yapanlar, hırsızlık-arsızlık yapanlar; kendilerine "Atatürkçü, laik, ilerici, devrimci" vs. kılıflar uydurarak su yüzüne çıkmaya çalıştılar. Bunlara arka çıkanlar da güya vatana ve halka hizmet ettiler! Ne acıdır ki, bunların bir kısmı kendi hesaplarına başarılı oldu!.. Yıllar yılı böyle tezgâhların kurulabilmesi; olayların üstüne yeteri kadar gidilmemesinden dolayı mümkün oldu. İşte onun içindir ki, artık bu maskeli baloya son verilmesi gerekiyor. Sahte kahramanların foyası ortaya çıkarılmadıkça, yenileri onları izleyebilir... Kim gerçekte ne yapmışsa, ne yapmaya çalışıyorsa; tam olarak ve herkes tarafından görülsün. Konya'daki röntgen olayının altında neyin yattığı doğru olarak tesbit edilebilirse; bunun için bir başlangıç olabilir. Bu fırsat orta yerde duruyor. Bölük-pörçük açıklamalar yetmez. Her şey baştan sona, en ince detayına kadar tahkik edilmeli ve sonuç resmi devlet raporuna bağlanmalı ve bu rapor bütün medyaya bir basın toplantısı ile deklare edilmelidir. Kimin aklına takılan bir soru varsa cevabını bulmalıdır. Eğer Sağlık Bakanlığı bunu başarabilirse; dört seneyi aşkın zamandır, bu hükümete yöneltilen aynı türden ithamlara da anlamlı bir cevap verilmiş olur. Dikkat ediniz, burada sadece olayın tekzip edilmesi yetmez. Bilakis, başından sonuna kadar bütün safhalarıyla ve bütün tarafların rolleriyle, âdeta film gibi halkın görüşüne sunulmalıdır. Bunu bekliyoruz. Eğer beklentimiz gerçekleşirse, hiç olmazsa bundan böyle bulanık suda balık avlamak isteyenler biraz daha düşünme ihtiyacı duyar. Yalan dolanla insanları meşgul etmek bu kadar kolay olmamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.