29 Mart seçimleri, siyaset sosyolojisi için çok zengin bir malzeme sağlayacak biçimde sonuçlandı... Malzeme bol ve sonuçları da hayli çeşitli olduğu için, bu seçimleri aynı şekilde çok farklı biçimde yorumlamak da kolaylaşıyor. Öncelikle bu seçimlerden çıkan mesaj veya ikazın adresini doğru tespit etmek gerekiyor... Yani uyarının gönderildiği adres, sadece iktidar partisi mi, yoksa muhalefet partileri de dahil mi? Herhalde kimse dahil olmadığını iddia etmeyecektir. Aksi halde, seçmenin muhalefet partilerine müstakbel iktidar yolunu açacak vizeyi niçin vermediğini izah etmek gerekecektir!.. Yerel seçimleri etkileyen faktörlerin çokluğu bilinen bir gerçek. Ama hangisinin nerede, ne oranda öne çıktığını tam olarak belirlemek de kolay değildir... Mesele hizmet vermekse, Antalya ve Manisa'yı AK Parti neden kaybetti? Tam tersine hizmet vermemekse, İzmir veya Diyarbakır'da önceki başkanlar niçin kaybetmedi? Yolsuzluk iddiaları etkili ise, mesela Edirne'de neden başkan değişmedi? Şayet liderlerin performansına bakılacak olsa; neden AK Parti'nin oyları azaldı da, CHP ve MHP'nin arttı? Teşkilatlar ve adaylar için de, projeler, vaatler, sosyal yardımlar vs. çerçevesinde benzer mukayeseler yapılabilir... Ekonomik sıkıntılar ve küresel kriz etkilerini hesaba katarsak, neden mesela İstanbul'un fakir ilçelerinde AK Parti, en zengin ilçelerinde ise CHP'ye, daha çok oy verildi? Antalya, İzmir, Manisa, Diyarbakır, Van ve Şanlıurfa'daki sonuçlara bakıldığında; görülüyor ki, ideoloji ve etnik kimlik dürtüsünden beslenen siyaset anlayışı; yerel hizmetleri de, ekonomik sıkıntı ve işsizliği de, yolsuzluk iddialarını da pekala arka sıralara atabiliyor!.. Bu çerçevede AK Parti, Adana'da, Antalya'da, Aydın'da, Balıkesir'de, Giresun'da, Isparta'da, Manisa'da, Osmaniye'de, Siirt'te, Tekirdağ'da, Şanlıurfa'da, Uşak'ta, Yalova'da, Van'da ve Zonguldak'ta (Sıvas'ı saymıyorum) seçimi, hangi sebeplerle kaybettiğini, çok detaylı ve mutlaka bilimsel yöntemlere uygun araştırmalarla herhalde tespit edecektir. Ancak böylece, sandıktan çıkan mesajı doğru okuyabilir!.. 2007'ye göre, oylarını sadece iki puan arttıran CHP ve yalnızca bir buçuk puan arttırabilen MHP de; kendi adreslerine gelen mesajı doğru okuyabilmek için, herhalde aynı şeyi yapmak durumundadır. TAHMİNLER VE YANILMALAR 10 Mart ve 25 Mart tarihli yazılarımda, seçim tahmininde bulunmuştum. Dürüstlük ve okuyucuya saygı gereği, bu tahminleri ve yanıldığım noktaları hatırlatmak durumundayım... AK parti'nin İl Genel Meclisi bazında yüzde 48 ve yukarı bir oranda oy alacağını tahmin etmiştim. Yüzde 40 bandında bir oy aldı. Burada sekiz puan gibi büyük bir yanılgıya düştüğümü, açık yüreklilikle belirtmeliyim!.. Buna karşılık, CHP yüzde 22'nin üzerine çıkarsa başarıdır demiştim. Yüzde 23 oy aldı. MHP'nin ise yüzde 16 -17 oranında bir oy alacağı öngörüsünde bulunmuştum. Burada da isabet kaydedildiğine işaret edelim...