Sarkozy boyunun ölçüsünü aldı (mı)?

A -
A +

Kıta Avrupa'sında epey zamandan beri, düşük kalibreli siyasi liderlere mahkûm olmanın sıkıntısı yaşanıyor... Bırakın elit kesimleri, sokaktaki herhangi bir kişiye sorsanız; Almanya'nın, Angela Merkel; Fransa'nın ise, Nicolas Sarkozy tarafından yönetiliyor olmasının, ne kadar şanssızlık olduğunu söyleyecektir. Ne var ki, mevcutlarla yetinmekten başka da yapılabilecek bir şey yoktur! Sarkozy, 2007 seçimlerinden önce; İçişleri Bakanı olarak, başta Paris olmak üzere büyük şehirlerin varoşlarında yaşayan Kuzey Afrikalı göçmenlerin bir sosyal patlama şeklinde sokağa taşmasını, aşırı sertlik ve güç kullanarak kontrol edince, başkanlık vizesini cebine koymuştu... Zira oldum olası göçmenlerden, hele de Afrikalı göçmenlerden hoşlanmayan beyaz Fransızlar, bu hususta kararlı gördükleri bir başka göçmeni, Yahudi kökenli Macar göçmenini, Elize Sarayına çıkarmayı uygun gördü. Ancak geçen beş sene içinde, Fransız halkı pek de isabetli bir karar vermediğini anladı. Kompleksli kişiliğiyle ve başarısız politikalarıyla Sarkozy çabuk gözden düştü. Ülke içindeki başarısızlığını örtmek için de, dış politika alanında çeşitli atraksiyonlara girişti. Özellikle AB çerçevesinde Türkiye aleyhtarı tutum ve davranışlarıyla öne çıktı. Son olarak bu seçimlerde, 500 bin civarındaki Ermeni oyunu tarafına çekebilmek için, Ermenistan'a gidip aleyhimize açıklamalar yaptı. Aynı maksatla soykırım inkârını cezalandıran bir kanun çıkarma girişiminde bulundu. Fakat Türkiye ile ilişkileri son derece geren bu girişimi, Anayasa Konseyinin duvarına çarptı. Kendi partisinden de, çok sayıda milletvekili ve senatörün bu kanunun iptali için Anayasa Konseyine başvurması, Sarkozy'nin siyasi güç ve itibarının yerlerde süründüğünün bir yerde göstergesi idi. Lakin Sarkozy'nin hırsı boyundan çok çok büyüktü... Seçimi kazanmak için her yola başvurabilirdi. Hatta mart ayı sonlarında Toulouse kentinde, Cezayir asıllı bir kişinin karıştığı iddia edilen terör olaylarına kimileri kuşku ile yaklaştı. Polis muhbiri olduğu iddia edilen Merah'ın intihar diye duyurulan ölümünün üzerindeki sır perdesi kalkmış değil. Acaba susturuldu mu, kuşkuları devam ediyor. Önceki gün yapılan birinci tur seçimlerde, Sarkozy; Sosyalist rakibi François Hollande'nin yaklaşık üç puan gerisine düştü. Bu beklenen bir sonuçtu. Ama Avrupa Birliği ve Fransız halkı için asıl şaşırtıcı sonuç, aşırı sağcı Marine Le Pen'in yüzde 18.7 gibi bir oy alması oldu. Bakalım 6 Mayıs'ta yapılacak ikinci turda ne olacak? Beklenen sonuç, Hollande'nin ipi göğüslemesi. Ancak Sarkozy'nin aşırı sağ oyları almak için her yolu deneyeceği de biliniyor. Avrupa ülkelerindeki ekonomik gerileme ve işsizlik, aşırı sağı güçlendiriyor... Daha önce Avusturya'da, ırkçı Haider'ın partisinin beklenmedik şekilde ikinciliğe yükselerek iktidara ortak olma noktasına gelmesi, AB'de alarm zilleri çaldırmıştı. Siyasetten diskalifiye edilen Joerg Haider, daha sonra kuşkulu bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti!.. Hollanda'da aşırı sağ'ın her seçimde biraz daha güçlenmesi korkuturken, Almanya'da; 1980'lerde hortlayan Neo Naziler'in nereye kadar tırmanacağı da endişe ile izleniyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.