Sayın İçişleri Bakanı Sayın Ulaştırma Bakanı Sayın İstanbul Valisi Sayın Büyükşehir Belediye Başk

A -
A +

Ve diğer bütün ilgili ve yetkililer... Şu soruya bir cevap istiyoruz: AMBARLI LİMANI YOLUNDAKİ VE YAKUPLU CADDE VE SOKAKLARINDAKİ TIR VE KAMYON TERÖRÜ DAHA NE KADAR SÜRECEK?! Bu köşenin müdavimleri bilir. Lokal meselelere pek fazla girmemeye özen gösteririm. Ama bazen bıçak kemiğe dayanınca, memleket meselelerini mahalle meselelerine indirgemek zorunda kalıyor insan!.. Bilenler biliyor, Ambarlı Limanı, şu anda İstanbul Bölgesinde yapılan bütün ithalat ve ihracatın deniz ulaşımı yükünü çekiyor. Bu haliyle, herhalde Mersin ve İzmir Limanlarından sonraki en yoğun liman olsa gerek. Dolayısıyla bu limana girip çıkan TIR ve Kamyon trafiğini rahatlıkla tahmin edebilirsiniz... Bizde işler Yörük Göçü gibi, hep yola çıktıktan sonra düzeltilmeye çalışıldığı için, perişanlıkların sonu gelmez. Ambarlı Liman Yolu, yakın zamana kadar tam bir felaketti. Uzun müracaat ve muhaverelerden sonra, nihayet İBB, bu yolu ihaleye çıkardı. Lakin planlamaya göre, 2007 yılı sonunda bitmesi gereken yol, 2009'un sonuna gelirken hâlâ daha bitmiş değil ve ne zaman biteceği de belli değil. Haramidere'den itibaren limana kadar toplam üç km. olan yolun, 2.5 km'lik bölümü, üç bölüme ayrıldı. Fakat inşaat uzadığı için, yolun Yakuplu ve çevresine gidiş için ayrılan sağ taraftaki bölümü, çoktan deforme oldu bile... Limandan geliş bölümünün ise zaten asfaltlanma işi bitmiş değil. Neyse, bugünkü konumuz asfalt değil. Esas sıkıntı ve problem, orta kısmı limana gidiş için tahsis edilen üç bölümlük yolun; üçte ikisinin, her iki yana park eden TIR ve kamyonlar tarafından kapatılmasıdır. Bu sebeple, çok sık kazalar meydana geliyor. Bazen bu kazalar ölümcül olabiliyor. Daha birkaç gün önce, park halindeki TIR'ın dorsesine çarpan bir başka TIR'ın sağ tarafı olduğu gibi kopup parçalanmıştı. Türkiye'de insanlarımızın trafikte nasıl araç kullandığı biliniyor. Hele bir de bunlar TIR ve Kamyon olunca, varın hesaplayın. Binlerce TIR'ın giriş çıkış yaptığı Ambarlı Limanı civarında hiç park yeri yok. Dolayısıyla yolun kenarında durmaktan başka da şoförlerin çaresi yok. Ne yazık ki, bu insanlar arabalarında yatıp kalkıyorlar. Bazısı piknik tüpünden yemek pişirmeye çalışıyor. Hasılı perişanlık diz boyu. Oysa yolun alt tarafında, Beylikdüzü belediyesine ait 186 dönümlük arazi var. Buraya bir TIR parkı inşa edilip, sürücülere de sosyal tesislerde insanca barınma ve dinlenme imkanı sağlansa İstanbul için, ülkemiz için yüzakı olmaz mı? Uygarlık deyip duruyoruz. Alın size uygarlık! Bu arazinin içinden BOTAŞ boru hattı geçtiği için, "Güvenlik Bölgesi" denilip kullanıma kapatılmış. Oysa, otuz dönümü güvenlik bölgesi olsa, geriye yine 150 dönümden fazla kalıyor. Beri tarafta ise, binlerce sürücünün yanında, o bölgede ikamet eden on binlerce insan büyük sıkıntı ve tehlike yaşıyor. Acaba sayın devlet büyüklerimiz, bu yolda büyük bir facia yaşanmadan meseleye el atamaz mı? Bu perişanlığı sona erdiremez mi? Son soru: Büyüklerimiz bu çağrımı duyar mı? Duyar da el atar mı? Bilmiyorum. Makul bir süre bekleyeceğim, bir ses çıkmazsa, hemşehrim Şemsi Belli'nin Anayaso şiirine modern bir şerh düşüp, bu defa meseleyi doğrudan Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı katına havale edeceğim!.. Saygıyla duyurulur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.