Seçim gecesi konuşmaları

A -
A +

Maalesef her zaman olduğu üzere, bu seçimlerde de parti liderlerinin, sözcülerinin ve dahi adayların yanlış tutumları yüzünden, lüzumsuz bir gerilim yaşandı- yaşanıyor. Özellikle liderlerin birbirlerine karşı son derece agresif, zaman zaman ölçüsüz ve bulundukları makamla hiç bağdaşmayan üslupları, toplumu çok rahatsız ediyor. Öyle anlaşılıyor ki, seçim gününe kadar bu durum pek fazla değişmeyecek. Şu halde daha erken zamanda bir düzeltme talebi için, nefes tüketmeyelim. Zira kimse duymayacak!.. Fakat bu sakil gerginliğin seçim akşamı derhal ortadan kalkması ve ortamın bütünüyle normale dönmesi icap eder. Toplumsal barış ve huzur için bu şarttır. Siyasi atmosfer yumuşamadan, ülke meselelerine ortak çözüm arama zemini de oluşamaz. Dolayısıyla seçim sürecinde yaşanan sürtüşmeler, kaynağı kim olursa olsun yapılan yanlışlıklar, seçim sabahından itibaren ortadan kalkmalıdır... 22 Temmuz 2007 akşamı, Tayip Erdoğan'ın parti genel merkezinin balkonundan yaptığı konuşma; hem siyasi olgunluk açısından büyük takdir toplamıştı, hem de o saate kadar had safhada olan gerginliğin bir anda yerini mutedil bir siyasi atmosfere bırakmasını sağlamıştı. Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanlığı seçiminin çıkmaza girmesi sebebiyle, Türkiye çok sıkıntılı bir ortamda seçimlere gitmişti. Ancak halk iradesinin ortaya koyduğu netice, bütün zorlukların üstesinden gelinmesini temin etmişti. Anayasa Mahkemesi'nden çıkan tuhaf 367 kararı ve 27 Nisan e - muhtırasının gölgesinde yapılan seçimlerde, milli irade, yine en doğru ve tartışmasız çözümü ortaya koymuştu. Ülkemizde hem demokrasi biraz daha kökleşmiş, hem siyasi istikrarın devamı sağlanmış; hem de antidemokratik yollarla engellenmek istenen Cumhurbaşkanlığı seçimi, demokratik teamüller çerçevesinde, büyük bir siyasi olgunlukla hal yoluna konmuştu. Bu sonucun temin edilmesinde, şüphesiz MHP'nin gösterdiği siyasi basiret ve vizyon, hakikaten takdire şayandı. Ülkenin çözüm bekleyen diğer meseleleri için de, benzer vizyonların ortaya konmaması için, geçerli bir sebep yoktur. Dolaysıyla milletimiz, bütün partilerden bu olgunluk ve basireti beklemektedir. Evet... Pazar gününden önceki son yazım olduğu için, seçim günü yasaklarına takılmadan; sade bir vatandaş sıfatıyla, bu uyarıyı yapmayı şahsen bir görev addediyorum!.. Temennimiz odur ki, konumu ve sıfatı ne olursa olsun; bütün siyasi şahsiyetler bundan böyle, birbirlerinin yüzüne bakamayacak derecede kırıcı ve sert üslup kullanmayı artık terk etsinler ve medeni ülkelerde olduğu gibi, eleştirilerini makul ölçüler içinde dile getirsinler. Vatandaşı da yok yere gerip, tedirgin etmesinler. Kısacası hali hazırdaki tablo, Türkiye'ye hiç ama hiç yakışmıyor. Sür'atle düzeltilmelidir. Seçimlerin ülkemiz için hayırlı neticeler getirmesini diliyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.