Sevgili okuyucular; Bu sıcak yaz günlerinde, pek çok meslektaşımızın çeşitli tatil beldelerindeki dinlenme ve eğlence yerlerini en ince ayrıntılarına kadar anlattığı bir dönemde; benim İstanbul nüfusunun önemli bir kısmına aylardan beri gına getiren trafik sıkışıklığından bahsetmem köşe yazarlığı anlayışına, yahut okuyucu nezdinde sempati toplama tekniğine ne derece uygun düşer bilmiyorum!.. Ayrıca, (Türkiye'nin geriye kalan 80 vilayetindeki vatandaşlarımızı, İstanbul Sefaköy kavşağındaki tıkanma ne kadar ilgilendirir...) türünden sorular da zihninize üşüşebilir. Bu gibi soruları, itirazları, eleştirileri peşinen ve saygıyla dikkate aldığımı belirterek, yine de malum mevzuya devam etmek istiyorum! Çünkü E-5 Yolu, İstanbul için bir vücudun ana atardamarı gibidir. Her gün 24 saat boyunca hiç kesilmeden, Cumartesi-Pazar, tatil mevsimi vs. dinlemeyip hemen hiç eksilmeden ve tabii sabah ve akşam saatlerinde normal ölçülerin çok dışına taşan yoğunlukta bir trafik vardır bu yolda... Kısacası yaklaşık 15 milyon nüfuslu İstanbul'un büyük bir kısmı bu güzergahı, yani E-5'i kullanır, kullanmak zorundadır. Bu yolun Topkapı ile Büyükçekmece arasındaki bölümü, İstanbul trafiğinin en büyük yükünü çeken kısımdır. Birkaç sene önce bu yol, Karayolları tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devredildi. Eğer yanlış bilmiyorsak, O zamandan beri Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda bulunuyor. Ali Müfit Gürtuna döneminde, bu yolun Havaalanı sapağından Florya Kavşağına kadar olan bölümünün geniş orta refüjüne ağaçlar dikilmiş ve güller ekilmişti. Söz konusu yolun özellikle havaalanı sapağına yakın kısmında müthiş tıkanma yaşanırken, yolun orta refüjünün lüzumundan fazla geniş tutulup gül tarlası yapılması kel başa şimşir tarak gibi duruyordu! Ama burası Türkiye, böyle durumlar normaldir... Şimdi de yolu genişletmek ve rahatlatmak için bahsedilen ağaçlar ve güller sökülüp asfalt yapılmaya çalışılıyor. Fakat bu yol çalışması tamamlanıp rahatlatılana kadar, benim gibi sabah-akşam bu güzergahı kullanan bazıları sıkıntıdan patlayacak galiba! Bütün kış mevsimi boyunca Avcılar'daki kavşak düzenlemesinin sıkıntısını sineye çeken İstanbullular, şimdi de Sefaköy civarında aynı çileyi yaşıyor. Sayın İstanbul Valisi, Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Sayın İstanbul Emniyet Müdürü ve diğer sayın yetkili ve etkili ve ilgili makam sahipleri!.. Bilmiyorum naçizane kaleme aldığım bu yazıyı okumak için kıymetli vakitleriniz müsait olur mu, yahut sizi bilgilendirmekle görevli elemanlarınız, danışmanlarınız vs. lütfedip bunu bilgilerinize sunar mı?! Aslında bu husus o kadar da önemli değil. Zira her yazılan yazının üstüne hemen harekete geçileceğine dair bir beklentim de yok. Ama hiç olmazsa her sabah ve akşam üç yüz metrelik yol için dolan sinir küpümüzü boşaltmak için kalem oynatalım! Bu konuda yazmamızı bekleyen okuyucuların isteklerini de yerine getirmiş oluruz. Nasıl olsa yol bitinceye kadar tahammül etmek mecburiyetindeyiz... Ama sayın yetkililer, ne olur lütfedip devam eden inşaat çalışmalarının biçimine ve seyir hızına bir nazar ediniz. Gelişmiş ülkelerde bu kadar önemli bir yolda, bu kadar düzensizlik, gevşeklik, laubalilik olur mu acaba? O üç yüz-beş yüz metrelik yolda, trafiği rahatlatmak için daha itinalı hareket edilemez mi? Bu teknoloji çağında ve bu imkanlar altında geceleri çalışılamaz mı? Yolun tamamlanan kısımları daha kullanışlı biçimde trafiğe açılamaz mı? Lütfen bir defa olsun kontrol edemez misiniz?!. Her gün, ama her gün binlerce aracın burada tıkanıp kalması, israf edilen zaman, boşa giden yakıt, kirlenen hava, gerilen sinirler bu memleketin zararına değil mi? Türkiye Avrupa Standartlarını yakalama iddiasını bu vaziyette sürdürebilir mi? Daha birkaç gün önce Dünya Mimarlarına ev sahipliği yapan Sayın Dr. Mimar Kadir Topbaş'a sormak istiyorum; Türkiye'nin en büyük uluslararası hava kapısının dibindeki bu perişanlık sizi rahatsız etmiyor mu? İstanbul'a hiç yakışmayan; ama, aylardır devam eden bu manzara için söylenecek o kadar çok şey var ki... Neyse, belki de ilgililer durumun farkındadır. Daha ne diyelim!..