Görünen o ki, "Şemdinli Davası" daha epeyce gündemdeki yerini muhafaza edecek... Zira bu dava sembolik olarak, Avrupa Birliği'nin çeşitli mekanizmalarının resmi kayıtlarında yer almış ve bununla ilgili olarak birden fazla kere görüş açıklanmıştır. Evvela bir durum tespiti yapalım: Bu davada yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz, ilk derece mahkemesi (Van Ağır Ceza Mahkemesi) tarafından 39 yıl 5'er ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak yargı süreci daha bitmemiştir. Davanın temyiz safhası başlayacaktır. Dolayısıyla bu ceza henüz kesinleşmemiştir ve yargılanan kişilerin sanık sıfatı devam etmektedir. Bilindiği gibi, bir kişiye mahkum veya suçlu diyebilmek için haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunması gerekir... Bu hususun altını çizelim. Şemdinli davası birçok yönden büyük önem taşımaktadır. Birincisi, bu davanın sebebi olan Şemdinli'deki bir kitabevinin bombalanması hadisesi, ülke güvenliğini çok ciddi biçimde sarsabilecek zincirleme olaylara yol açtı. Savcı olay yerinde keşif yaparken, çok esrarengiz bir şekilde orada bulunanların üzerine ateş açıldı ve bir kişi hayatını kaybetti. Daha sonra olaylar Yüksekova ve Hakkari'ye de sıçradı. Buralarda meydana gelen çatışmalarda üç kişi daha öldü. Türkiye günlerce bu olayı konuştu ve toplum büyük tedirginlikler yaşadı. İkinci olarak olaya karışan kişilerin asker kimliği olayı çok daha başka boyutlara taşıdı. Sanıklardan astsubay Ali Kaya için, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın "Kendisini tanırım iyi çocuktur..." şeklindeki beyanı çok büyük tartışmalara ve farklı yorumlara kapı açtı. Olayın üçüncü önemli özelliği de, ilgili iddianameyi hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten ihraç edilmiş olmasıdır!.. Ancak bu ihraç kararı da henüz kesinleşmemiştir. Anayasanın 159. maddesine göre, HSYK'nın kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamaz. Ancak Savcı Ferhat Sarıkaya'nın, kendisi hakkında bu kararı alan Kurul'a itiraz etme hakkı vardır. Sarıkaya bu hakkını kullanma yoluna gitmiştir. Yani burada da süreç devam etmektedir. Bu dava ile ilgili olarak ortaya çıkan hali hazırdaki enteresan durum şöyledir: Savcı Ferhat Sarıkaya'nın ihracına sebep olan 124 sayfalık iddianameye göre açılan davada, Org. Büyükanıt'ın "iyi çocuktur.." dediği Ali Kaya ve Özcan İldeniz 39 yıl 5'er ay ceza almıştır. Ancak aynı iddianamede, Org. Büyükanıt ve başka bazı generaller hakkında ithamda bulunan Ferhat Sarıkaya da, yaptığı bu usul hatasından dolayı, bütün haklarından yoksun kalacak (Avukatlık dahi yapamama durumu olabilir...) şekilde bir ihraç ve hak mahrumiyetine çarptırılmıştır... Savcı Ferhat Sarıkaya, Büyükanıt ve diğer generaller hakkında, Genelkurmay'a suç duyurusunda bulunduğu halde, bu suçlamaları ayrıca usule aykırı olarak söz konusu iddianameye de derc ettiği için HSYK tarafından ihraç cezasına çarptırıldı. Ancak bu karar pek çok uzman hukukçu tarafından çok ağır ve yanlış olarak değerlendirildi... Bakalım itiraz sürecinde nasıl bir sonuç ortaya çıkacak!.. Gelelim Şemdinli Davasının yargı sürecine: Bu önemli davanın yedi ay gibi bir zamanda sonuçlanması hakikaten dikkat çekici. Türk Yargı sisteminin hantal işleyişinden kurtulup, adaletin gecikmeden tecellisi noktasında olumlu bir gelişme. Çünkü bugüne kadar, Türkiye; normal süresinden çok daha uzun süren ve yıllarca sürüncemede kalan davalardan dolayı, AB Adalet Divanından pek çok mahkumiyet aldı. Dikkat ediniz bu mahkumiyet verilen cezalarla ilgili değil, yargılamanın çok uzun sürmesinden, yani adaletin geciktirilmesinden dolayı verilmiştir. Yeni Ceza Usul Kanunu, yargılama sürecinin hızlandırılması ve adaletin gecikmemesi için yeni tedbirler getiriyor. Yeni sistemde soruşturma safhasında delillerin toplanması da büyük ölçüde tamamlandığından, daha önce yaşanan pek çok gecikme artık söz konusu olmayacaktır. Ancak bu yeni sistemin gerçekten iyi işleyebilmesi için; adli sistemin altyapı eksikliklerinin de giderilmesi gerekmektedir.