Seviyeli tartışma ve üslup meselesi...

A -
A +

Bu köşede, zaman zaman Türkiye'de meselelerin gerektiği gibi tartışılamamasından şikayet edilir. Toplum olarak iyi bir tartışma kültürüne sahip olmadığımız için; hemen her meselede, tartışmalar amacının dışına taşar, ilgisiz alakasız mecralara girer, sonunda iş öyle bir hale gelir ki; tartışmanın açılmış olmasına bin pişman olunur. Herhalde toplum olarak, öncelikle halletmemiz gereken mesele; tartışmayı öğrenmektir. Bunun da birinci şartı karşı tarafın ne dediğini tam ve doğru olarak anlamaktır. Aksi halde, karşı görüşe laf yetiştirme, bunun da ötesinde ille de karşı görüşü mahkum etme veya alt etme içgüdüsü ile; söylenen her söze olur olmaz cevap yetiştirmek, sağlıklı bir durum değildir. Çünkü böylesine sakat yaklaşımlar toplumu gerdiği gibi, düşünce hayatına, diyalog yolu ile ortak meselelere çözüm bulmaya da asla yardımcı olmaz, olamaz!.. Ne yazık ki, fikir ve siyaset hayatımızda; şimdilerde en fazla sıkıntısını çektiğimiz olgu, hâlâ daha olgunlaşmış bir tartışma ve diyalog kültürüne sahip bulunmamaktır. Fikir dünyasından buna bir çırpıda yüzlerce örnek verebiliriz. Ama bugün konunun aktüel yönü sebebiyle siyasetten bir misal verelim: İki gün önce, 23 Nisan dolayısıyla TBMM Başkanı Bülent Arınç, özel gündemle toplanan Meclis'te bir konuşma yaptı. "Milli Hakimiyet" veya "Ulusal Egemenlik" gününde, milli iradenin tecelligâhı olan, Millet Meclisi'nde, o Meclis'in başkanı neyi konuşur?! Tabii ki, milli iradenin ehemmiyetini, onun ülke yönetimindeki temel ve belirleyici rolünü, millet iradesine dayanan yönetim biçimin özelliklerini ve işleyişini vs. vurgular değil mi? Sayın Arınç da onu yaptı. Milli irade ve demokrasi konusundaki görüşlerini, "eğmeden, bükmeden, düz" söylediğini kendisi ifade etti. Elbette bu görüşlerin hepsine veya bir kısmına katılmayabilirsiniz. Buna olan itirazlarınızı nezaket kuralları içinde seslendirirsiniz. Dinleyen ve okuyanlar da, her iki taraf için değerlendirmelerini yapar... İşin normal seyri budur. Ama bizde öyle olmuyor. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, durumdan vazife çıkararak Arınç'ın konuşmasını her zamanki gibi bir rejim meselesi haline getirdi!.. Bunun da ötesinde, Meclis Başkanının şahsına hakaretamiz ifadelerde bulundu. Onu güya İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'a benzetmeye çalışırken, nezaket ölçüleri dışında; "Bülendinecad" gibi lakaplar takmaya kalkıştı. Böyle bir tavır ve yaklaşım, centilmenliğe de, seviyeli tartışmaya da açıkça aykırıdır. Sayın Topuz'un Meclis Başkanının görüşlerini onaylamasını kimse beklemiyor. Ama karşı görüşleri dile getirmek yerine, olayı saptırarak ilgisiz mecralara sürüklemenin de mantığı yoktur! Ne zaman Sayın Topuz'u konuşurken görsem, doğrusu endişeye kapılırım. Acaba o tahrik edici üslubu ile yine neler söyleyecek diye... Nitekim aynı konuşmasında Topuz, Bülent Arınç'ı bir taraftan İran Cumhurbaşkanına benzetip, onun Türkiye'yi de İran'a benzetmeye çalıştığını iddia ederken, diğer yandan da, Meclis kürsüsüne çıkıp İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin uğradığı haksızlığı dile getiren bir öğrencinin konuşması dolayısıyla; iktidar partisini "PKK gibi çocukları kullanmakla" suçlayarak işi akıl almaz boyutlara taşıdı. Nereden nereye!.. Bir anda Türkiye ile ilgisiz alakasız İran rejiminden, bölücü terör örgütünün faaliyetlerine kadar, her şeyi birbirine katıyor. İşte bu tutum ve davranış biçimi sağlıklı bir yöntem değildir... Buna karşılık bakınız Arınç ne diyor: "Farklı değerlendirmelerde bulunanlar olabilir. Bunlara eyvallah. 'Sert konuştu, sert eleştirdi' ona da eyvallah. Kimseye bağırmadım. Kimseyi küstürmedim, kimseyi rencide etmedim. Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bakılsın. 'Patladı, çatladı, yanardağ' değil. Dublör kullanmadım..." Daha önce de bu köşede ifade ettim; Sayın Ali Topuz gibi, yarım asırdan beri politika yapan bir kişinin böylesine haşin bir üslupla ve doğrularla yanlışları birbirine karıştırarak politika yaptığını düşünmesi gerçekten şaşırtıcı. Bu tarzın Ali Topuz ve partisine bir faydası olmadığı, olamayacağı açıktır. Toplum olarak tartışma üslubumuzu özden geçirirsek, herhalde lüzumsuz pek çok gerginliği ve faydasız tartışmaları önleyebiliriz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.