"Sıfırcı Hoca"lara inat büyüme...

A -
A +

Türkiye'nin ekonomik büyümesi, üçüncü çeyrekte de tahminlerin üzerinde bir oranı yakaladı... Yüzde 8.2. Yılın ilk iki çeyreğinde yakaladığı dünya ikinciliğini devam ettiriyor. Bu köşede birkaç kere belirttiğim üzere, ben ekonomist değilim ama, bu gidişle 2011 yılı büyüme oranının da tahminlerin üstünde çıkacağını söylemek için, ekonomist olmaya gerek yok herhalde!.. Kimisi ekonomist olan, kimisi de ekonomist geçinen mebzul miktarda sıfırcı hocaya inat, ekonomimizin büyümesi elbette sevindirici. Yurt içinde ve dışında bu büyümeden memnun kalmayan epey kişi ve çevrenin olduğunu biliyoruz... Bunların çeşitli sebeplerle menfi düşündüklerini de biliyoruz. Kimisi "ah iktidar bir başarısız olsa..." diye, siyasi hesaplar içinde. Kimileri tamamen "duygusal" yaklaşıyor. Bir dönem devletin koruma kanatları altında rahatça ve bolca para kazanırken, serbest piyasadaki dinamizm ve rekabete ayak uyduramayan veya yıllar yılı kapılmış olduğu rehavetten dolayı, güvence altında ve bedavadan kazanmak varken çalışmak kendilerine zor gelenler... vs. vs... Bir zamanlar sırf ideolojik sebeplerle, ülkedeki en büyük iş adamı derneği; "On yıl sonrasını net olarak görebiliyoruz..." derken, bir hafta geçmeden, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi patlıyordu. 2001 krizi yani!.. Ama son dokuz yılda, aynı çevreler hemen her gün; "Önümüzü göremiyoruz..." diye sızlanırken, ülke ekonomisi sürekli büyümede dünya rekorları kırıyor. Bunun da bir izahı vardır elbet. Türkiye'deki en büyük ticari kuruluşun sahibi, daha dün "Kriz bize teğet geçer, deme devri değil..." diye karamsarlık çizerken, bütün tahminleri aşan bu büyüme oranının gerçekleşmesini, iyi not etmek gerekir. Üstelik bu büyüme yeni istihdam alanları da temin ediyorsa... Ali Babacan'ın verdiği bilgilere göre üçüncü çeyrekte, 1 milyon 680 bin yeni istihdam alanı sağlanmış. Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde yangın gırla giderken, bu neticeler hakikaten iç açıcıdır. Kim ne derse desin! Dünyayı istedikleri gibi çekip çevirmeye çalışan kredi derecelendirme kuruluşları, karışmış oldukları bütün skandallara rağmen, bildiğini okumaya devam ediyor. Onlar zaten her zaman çifte standart uyguladılar. İflasa giden kimi ekonomileri hâlâ daha, AAA gibi en üst derece notlarıyla korumaya çalışırken, Türkiye gibi gelişen ekonomileri de, her fırsatta paçasından aşağı çekiyorlar. Bunun son örneği, Fitch'in Türkiye'nin not görünümünü pozitiften durağana çevirmesidir. Fitch gibi, Standard and Poors da, Moody's de, yıllar yılı hep ülkemize düşük not vermek veya mevcut notunu kırmak için fırsat kolladılar... Bu kuruluşlar, ne zaman ki ABD'nin notuna dokundular, hemen haklarında soruşturmalar başladı. Yaptıkları yolsuzluk ve usulsüzlükler gün yüzüne çıkarıldı. Bakalım bu saatten sonra, peş peşe Avrupa ülkelerinin notu düşürülünce ne gibi reaksiyonlar gösterilecek?!. Neyse biz işimize bakalım. Karamsarlığa gerek yok. Türkiye'nin önü açık. Tabii biz yine de hesabımızı iyi yapalım, ayağımızı yorganımıza göre uzatalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.