Asi Nehri üzerinde inşa edilecek Türkiye -Suriye "Dostluk Barajı" fiziki hacmi ile belki pek küçük ama, bu barajın anlamı çok büyük... Esasen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, 22 Aralık 2004 tarihinde Şam'a yaptığı ziyarette bu barajın yapımına karar verilmişti. Biraz gecikmeli de olsa, baraj yapımının başlamış olması çok sevindirici. Zira Asi Nehri, uzun yıllar boyunca, Türkiye ile Suriye arasındaki su ihtilafının bir parçası olmuştu. Lübnan'dan doğan, Suriye topraklarından geçtikten sonra Hatay'dan denize dökülen bu küçük nehrin yıllık toplam su hacmi, ortalama 1.2 milyar m3'tür. İki ülke ilişkilerinin çok gergin olduğu dönemde, Suriye bu suyun yaklaşık yüzde doksanını kullanıp aşağı çığıra çok az miktarını bırakıyordu. Bu yüzden Amik Ovasında büyük bir çoraklaşma da yaşanmıştı. Dahası o yıllarda Suriye, Hatay'ı kendi topraklarından saydığı için, Asi Nehrini de sınıraşan bir su olarak kabul etmiyordu... Ama artık o sıkıntılı devir geride kaldı. Türkiye ve Suriye ilişkileri son yedi-sekiz yılda, tahmin edilemeyecek derecede iyileşme kaydetti. Hatay meselesi, komşu ülke tarafından eskisi gibi ihtilaf konusu olarak gündemde tutulmuyor ve mevcut sınır da, böylece kabul edilmiş oluyor. İki ülke arasında imzalanan, Stratejik Ortaklık Anlaşması çerçevesinde; artık düzenli olarak Ankara ve Şam'da ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılmakta, geleceğe dönük çok büyük müşterek yatırımlar yapılmakta, stratejik adımlar atılmaktadır. Asi Nehrinin Türkiye topraklarına girdiği bölgede ve her iki ülke topraklarında yer kaplayacak şekilde inşa edilecek olan Dostluk Barajı'nın sularıyla, Suriye tarafında 11 bin hektar; Türkiye tarafında ise 21 bin hektar arazi sulanacak. İki ülke arasındaki dostluk ve iş birliğinin nişanesi olarak, baraj gölü üzerinde ortak su sporları yapılacak, baraj gölü çevresinde de rekreasyon çalışmaları yapılacak... Dostluk barajından, sulamanın yanında ayrıca 25 MW gücünde elektrik üretilecek. Kısacası "Dostluk Barajı"nın devreye girmesiyle, Amik Ovası daha yeşil bir görünüm alacak, ama en önemlisi iki ülke ilişkileri daha fazla ilerleme kaydedecektir. Türkiye ile Suriye arasındaki su meselelerinin, eskiye nazaran çok daha suhuletle çözüme kavuşabilmesi o kadar önemlidir ki... Mesela, Fırat-Dicle Havzasındaki su açığını kapatmak için, Türkiye'nin de daha önce önerdiği; Dicle'den Fırat'a su aktarma teklifi, Suriye tarafından da gündeme getirilmiş ve bu kabul görmüştür. (Irak halen bu su aktarımına, çeşitli gerekçelerle karşı çıkmaktadır.) Dicle Nehrinin Türkiye ile Suriye arasında sınır teşkil ettiği, Cizre ilçesi civarındaki kırk kilometrelik bölümden bu aktarmanın yapılması öngörülüyor. Diğer taraftan Fırat Nehrinin suları ile ilgili olarak 1987 yılında imzalanan ve yılda ortalama 500 m3/sn miktarında suyun Suriye'ye bırakılmasını öngören protokol yürürlükte olup aynen uygulanmaktadır. Bu miktarın yüzde 42'sini kullanan Suriye, geriye kalan suyu Irak'a bırakmaktadır. Türkiye ile Suriye ve Irak arasında, Fırat-Dicle Havzasındaki su konusunu nihai çözüme kavuşturacak kalıcı bir anlaşma henüz yapılamamıştır. Türkiye bu konuda nihai çözüme temel teşkil etmek üzere bir "ÜÇ AŞAMALI PLAN"ı 1984 yılında müzakere masasına getirmiş, ancak her iki aşağı kıyıdaş ülkenin itirazları sebebiyle, bu plan kabul görmemiştir. ..... NOT: Bu konularda daha geniş bilgi için bkz: İsmail Kapan-Suyun Stratejik Dalgaları; Babıali Kültür Yayıncılığı. (www.bky.com.tr).