Son günlerde partiler arasında yaşanan yoğun trafik ve gölgeli transferler; siyasetin sevimsiz yüzünü bir kere daha ortaya koydu. Günlerce ala-i vala ile yapılan birleşme merasimleri, çekilen vatanseverlik nutukları, güya herkesin hazır olduğu fedakarlıklar vs... Meğerse hepsi hikaye imiş! Çünkü bazılarının beklentileri karşılanmayınca, o meşhur ittifaklar ve birleşmeler anında suya düşüveriyor. Bütün bunlar, aslında siyasetin itibarının niçin yıllar yılı yerlerde süründüğünü de açıkça anlatıyor. Vatan millet edebiyatının altında yatan kişisel veya "partisel" hesaplar, işin rengini derhal yansıtıyor. Düşünün 24 saat öncesine kadar; Türkiye'de siyasi dengeler nasıl gözüküyordu... Siyasette epeyce eskimiş ama şöhreti yerinde pek çok isimler nerede ve kimlerle birlikte idi!.. Eğer siyasi deprem diye bir şey varsa; buna demek lazım herhalde. Sağ yelpazede temin edilmeye çalışılan zoraki birlik ve bütünleşme; tam tersine derin ayrışmalara dönüştü. Peki Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu'nun günler boyu el ele, kol kola verdikleri görüntüleri kim, nasıl izah edecek? Siyasi liderlerin ve ekiplerinin güvenilirliği hakkında kim ne söyleyecek? Vatan kurtarma edebiyatının, aslında hangi örtülü operasyonlarının bir aracı olduğunu; hangi kelimelerle anlatabileceğiz? Daha da ötesi bütün bu anafordan kimler veya hangi taraflar kazançlı çıktı? Bu kazancın hesabı nasıl yapılacak? Bu can sıkıcı soruları epeyce çoğaltabilirsiniz. Ama genel olarak siyasetin kaybettiğini izah için, ilave soruya hiç de gerek yok. Her şey ayan beyan... Siyasette çok konuşulmasına rağmen; ilke, etik ve prensiplerin ne yazık ki, iddia edildiği gibi dikkate alınmadığı, herkesin kendi düşüncelerini objektif doğru olarak yutturmaya çalıştığını bir kere daha müşahede ettik. Herkes kendi hedefine ulaşmak için, her kapıyı çalıyor. Deniz Baykal Süleyman Demirel'e gidip akıl danışıyor... Haberler doğru ise, Demirel de sağda adres beğenmediği için, kendine yakın isimlere adres olarak CHP'yi göstermiş. Bir zamanlar Demirel tarafından sağın liderliğine soyundurulan Mehmet Ali Bayar'ın CHP tarafından Sakarya'da liste başı yapılması acaba böyle bir adres göstermenin neticesi mi? Ve bir başka soru: Eğer Sayın Demirel hakikaten hâlâ daha böylesine aktif siyasetin içinde ise, onun şahsi hedefi ne olabilir acaba? Bir "Beş artı beş" ihtimali olabilir mi? Bir zamanlar, Mesut Yılmaz'a karşı liderliğe soyunan ve bundan dolayı başına epeyce problem açılan Lütfullah Kayalar'ın; ANAP'tan istifa gerekçesine ne dersiniz? Kayaların CHP'ye gidişi sizce sürpriz midir? Az daha unutuyordum; DP listesinden aday olmak istemesiyle; DYP - ANAP ittifakını çökerten Mesut Yılmaz neyin peşinde acaba? En şaşaalı zamanlarındaki bir partiyi alıp sıfıra indiren Yılmaz ikinci bir baharın hayalini kuruyor olabilir. Ama siyasette ikinci bahar her zaman olur mu? Gelinen noktada sağ neresi, sol neresi? Dün sağın adına ahkam kesenler, bugün solu nasıl müdafaa edecek? Benzer bir durum düne kadar solda politika yapanlar için de geçerli... Siyasetteki bu zemin kayması anlaşılan bir süre daha devam edecek. Aday gösterilmeyen, adaylık sırasını beğenmeyen, kendisine haksızlık yapıldığını düşünen veya büyük birikimlerinden faydalanılmadığı, yani kıymetleri bilinmediği için, siyasi partilere gönül koyanlar; gizliden gizliye, derinden derine yahut bağıra çağıra siyasi partileri ve yöneticilerini hedef alan tarizlerde bulunacaktır. Ama bir süre sonra, kendilerine yeni adres bulabilmek için; yeniden ve hiçbir şey olmamış gibi sağ -sol ayırımını da fazla yapmadan partilerin kapısını aşındıracaktır. Çünkü belediye seçimleri yaklaşmaktadır. Onlar yeni bir fırsat için sabırsızlanırken; hayat başkaları için farklı şekilde akıyor olacaktır. Seçim listelerinde kendilerine yer bulanlar, yeni bir heyecanla; ama muhtemelen çok da yeni unsurlar ihtiva etmeyen nutuklarla meydan meydan, dolaşarak seçmeni ikna etmeye çalışacaktır. 22 Temmuz'a kadar, partiler birbirlerini dinleme zahmetine katlanmadan, iddialarını, vaadlerini ve eleştirilerini peş peşe sıralayacaktır. Büyük bir çoğunluğu kararını vermiş olan vatandaş da onları dinliyormuş gibi yapacaktır... Evet, siyasette görünen ahval budur.