Siyasette çığır açan adam...

A -
A +

Siyasette kalıcı izler bırakmak, hele hele değişik yeni çığırlar açmak herkesin harcı değildir! Prof. Dr. Necmettin Erbakan, davasına inanmış bir kişi olarak; önüne konulan bütün engellere, örülen kalın duvarlara rağmen, Türk siyasi hayatında kalıcı ve derin izler bırakmayı başarmış nadir isimlerden biridir. Merhum Erbakan'ın siyasi hayata adım atması da diğerlerinden çok farklı oluştur... O, "Kurulu Düzen'e-Establishment" karşı; ciddi itirazlarla, o güne kadar kimsenin hemen hiç dillendirmediği farklı ve altını çizerek ifade edersek, aykırı görüş ve iddialarla siyasete atılmıştı. Bundan dolayı da işi hayli zordu. Nitekim ilerleyen zamanda, hemen her safhada çetin engeller ve engellemelerle yüz yüze geldi. Necmettin Erbakan'ın politik söylemi çok sert ve tavizsiz bir mahiyet taşıyordu. Ancak uygulamada Erbakan, beklenenin de ötesinde esnek ve uzlaşmacı tavırlar sergilemiştir. Bundan dolayı çok da eleştiri almıştır. Özellikle 28 Şubat Dönemi'nde askerî baskılara karşı daha dik ve kararlı durmadığı için, kendi taraftarlarınca da muaheze edilmiştir... Ama Erbakan kendine mahsus plan ve programla, inandığı ve ulaşmak istediği hedefe kilitlenmiş; bu uğurda ne kadar zorlansa da, ömrünün son demlerine kadar kesintisiz bir şekilde mücadelesini devam ettirmiştir. Merhum Erbakan, bahsettiğimiz engellemelerden ve önüne çıkarılan zorluklardan ötürü, elbette kişisel olarak kırgınlığını ve kızgınlığını her fırsatta en sivri kelimelerle izhar etmiştir. Hatta kendisi ile benzer fikirleri taşıdığı halde, bir zaman sonra yollarını ayıran kimi yol arkadaşlarına dahi, yadırganacak kadar sert biçimde tenkit ve sataşmalarda bulunmuştur. Ama her şeye rağmen, onun hayal ettiği Türkiye yolunda, kaydedilen gelişmeleri de memnuniyetle karşıladığını gözden kaçırmamak lazım. Çok nitelikli bir bilim adamı olduğu kadar, siyasette de "liderlik" vasıflarını haiz ve fikirdaşları üzerinde yüksek bir otorite kuracak kadar becerikli ve başarılı idi. Osman Bölükbaşı'dan sonra, Türk siyasetinde en sivri dilli, en esprili ve akıllardan çıkmayacak polemikleri başarı ile gündeme sokabilen bir siyasetçi idi... "Bre makarnacılar", "Bre gazozcular..." gibi, insanı gülümseten ama aynı zamanda düşündüren ifadeleri, kimi çevreler tarafından sürekli bir istihza ile karşılansa dahi, o hiç aldırmadan benzer söylemlerini esirgemiyordu. Muhalifleri tarafından ne kadar tahfif edilse de, o benimsediği üslubunu değiştirme ihtiyacı duymadı. Bu da davasına inanmışlığının açık delilidir. Ve bu kararlı tavrı ile de başarıyı yakalamıştır. Zira insan için başarı, öncelikle hayal etmektir... Daha sonra imkân nisbetinde bu hayali hayata geçirmektir. Merhum Erbakan zaman zaman başkalarına uçuk gelen düşünce ve tezleri seslendirmiştir. Ama bunların yanında hayata geçen ve devamlılığı olan fikir ve hareketlere öncülük etmiştir. Mesela nüfusu elli milyondan fazla olan İslam ülkelerinden müteşekkil D-8 Teşkilatı bunlardan biridir. Erbakan'ın hayal ve iddia ettiği, "Ağır Sanayi hamlesini gerçekleştirmiş" müreffeh Türkiye, belki onun sağlığında ve koyduğu çıta ölçeğinde henüz gerçekleşmiş değil ama, o yolda hayli mesafe alındığını da kimse inkâr edemez. Bu yolda en büyük adımları atan iktidarın, onun yanında yetişmiş kadrolardan müteşekkil olması yeterince dikkat çekicidir. O siyasi lider olarak en fazla partisi kapatılan bir isim ama, fikirlerini de her zeminde sürdürebilmiş bir kişi. İsmini kalın harflerle tarihe yazdırdı. Allah rahmet eylesin!.. Yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.