Siyasette yeni senaryolar...

Erkan Mumcu'nun istifasıyla birlikte siyaset kulislerinde yeni bir hareketlenme başladı. Merkez sağda boşluk olduğu iddiasından yola çıkılarak, hem yeni parti kurma hazırlıkları, hem de Doğru Yol Partisi ile Anavatan Partisi'nin konumunu güçlendirme çalışmalarına hız verme gayretleri görülüyor. Bu hareketlilik sadece DYP ve ANAP ile de sınırlı değil. Kulislerde yankılanan söylentiler doğru ise, Büyük Birlik Partisi'nin de, AK Parti içindeki bazı milletvekillerine dönük çalışmaları varmış. Hatta Cem Uzan'ın Genç Partisi bile fırsattan istifade ile, iktidar partisinden memnun olmayan birkaç milletvekili kapabilir miyim diye çalışmalar yürütüyormuş... Erkan Mumcu'nun ekibindendir diye tanımlanan AK Parti Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş dün partisinden istifa etti. Sarıbaş'ı birkaç isim daha takip edebilir. Ancak bazı medya organlarında telaffuz edilen sayıya varması beklenmiyor. AK Parti'den kopması beklenen vekil sayısı, eğer sürpriz gelişmeler olmazsa, en fazla iki elin parmak sayısı kadar tahmin ediliyor. Dün istifa eden Süleyman Sarıbaş, işin doğrusu ta başından beri "misafir gibi"ydi. Malatya İl Teşkilatı ile aralarının hayli limoni olduğu bilinmeyen bir durum değil. İstifası speküle edilen diğer bazı isimlerin de durumları Sarıbaş'tan farklı değil! Peki kopmaların sonucu ne olur? Yahut iktidar partisinden kopanlar ne yapabilir? Siyasi partiler tarihine bakıldığında, ana partiden kopan parçaların siyasette kalıcı olamadığı ve kısa veya orta vadede siyasi aşınmaya uğrayarak, hemen tamamının varlığını bile muhafaza edemediği görülür. Bu kopmalara Demokrat Parti'den kopan Hürriyet Partisi CHP'den ayrılan Cumhuriyetçi Güven Partisi'nden başlayarak pek çok örnek vermek mümkün. Ama herhalde en dikkat çekici kopma, 1970 yılında, Adalet Partisi'nde kopan Demokratik Parti olayıdır... Sadettin Bilgiç, Ferruh Bozbeyli, Faruk Sükan, Mehmet Turgut, Cevat Önder gibi, çok önemli siyasi şahsiyetlerin içinde yer aldığı, Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın "doğal lider"lik yaptığı; yetmiş milletvekilinden oluşan büyük kopma bile, iki seçim dönemi kadar uzunlukta bir zaman hayatiyetini koruyamamıştı. Günümüze kadar belli aralıklarla meydana gelen irili ufaklı kopmaların bir sonuca ulaşamadığı açık. Buna karşılık, yeni bir parti hüviyetiyle siyaset dünyasına giriş yapan oluşumlar, belli ölçülerde başarılar yakalamıştır. 1970'lerin başında AP'ye kızarak önce MNP, daha sonra MSP'yi kuran Erbakan ile, CHP'den istifa ettikten sonra DSP'yi kuran Bülent Ecevit örneklerin başında geliyor. Şüphesiz bir diğer önemli örnek de, geçmişte MSP ve Fazilet Partisi'nin saflarında siyaset yapan Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. 2002 Genel Seçimlerinde yüzde 34; 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde yüzde 43 oranında oy alarak, siyasi iktidarı ve yerel yönetimlerin büyük kısmını devraldı. Halen de, yapılan anketlere göre, kamuoyunun büyük desteğini muhafaza ediyor. Dolayısıyla, şu sıralarda patlak veren Erkan Mumcu olayının iktidar partisini sarsması zaten beklenmiyor. Hatta AK Parti yetkililerinin direkt ve dolaylı olarak yaptıkları açıklamalarda, bu kopmalar "çürük elmaların daldan düşmesi"ne benzetilerek bir yerde memnuniyet izhar ediliyor. Elbette yeni bir parti kurmaya soyunan Erkan Mumcu ve onunla birlikte hareket edenler, hemen pes etmeyecek ve iddialarını sürdürmeye çalışacaklar. Lakin hemen belirtelim ki, merkez sağda başka lider adayları da var. Bunların bazısı hem Erkan Mumcu'dan daha çaplı, hem de epey zamandan beri çalışma yapıyorlar. Yani merkez sağda boşluk var mı yok mu, tartışması bir kenara; eğer varsa bile burada Mumcu ve yandaşları için meydan hiç de boş değil!.. Hatta Mumcu için tabii dönüş yeri olarak bellenen ANAP'ta bile yeni bir genel başkan adayı bulundu bile; Ali Müfit Gürtuna... Yani mevcut ve mutasavver partiler için lider adayı hayli fazla. Böyle bir ortamda Erkan Mumcu'nun işi hiç de kolay olmayacak. Şimdilik istifalarla bir süre kamuoyunda heyecan belli bir seviyede tutulabilse dahi, orta ve uzun vadede bu pek mümkün olmayacaktır. Her ne kadar, Mumcu acelesinin olmadığını ifade ediyorsa da; demir tavında dövülür... İş soğumaya başladı mı, hesapta olmayan pek çok zorluklar başgösteriverir. Baksanıza, Mustafa Sarıgül'ün arkasındaki destek çözülmeye başladı bile! Mumcu'nun çıkışı da beklenen yüksek heyecan dalgasını yakalayamazsa, bakarsınız ölü doğumla bile sonuçlanabilir!..