Milliyetçi Hareket Partisi 19 Kasım'da 8. Olağan Büyük Kurultayını yapmaya hazırlanıyor. Alparslan Türkeş'in vefatından sonra, MHP sıkıntılı bir döneme girmişti. Türkeş sonrası ilk kurultay, normal biçimde tamamlanamamış; kongrede maalesef sevimsiz olaylar yaşanmış, yarışan taraflar karakolluk olmuştu. Mahkeme kararı ile ancak yedi ay sonra tamamlanan o olaylı kurultayla genel başkanlığa seçilen Devlet Bahçeli ve ekibi, partiyi yeniden derleyip toparlamıştı. 1999 seçimlerinde, yüzde 18 gibi önemli bir oy oranı ile siyasi platformda kilit parti durumuna gelen MHP, bu belirleyici rolü ile iktidarın güçlü ortağı oluvermişti. Ancak DSP-MHP-ANAP koalisyonunda, işler hiç de umulduğu gibi gitmemiş; 2001'deki ekonomik kriz sonrası büyük altüst oluşlarla birlikte, siyasi dengeler de iyice bozulmuştu. Bu ortamda, özellikle MHP'nin isteğiyle alınan erken seçim kararı; 3 Kasım 2002'de, hem iktidardaki üç partiyi, hem de muhalefetteki iki partiyi (Fazilet Partisi ve DYP) barajın altına iterek deprem niteliğinde sonuçlara yol açmıştı... 3 Kasım'dan sonra Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller genel başkanlıktan çekildi. DSP'de Ecevit ve kapatılan FP'de liderliği vekaleten yürüten Recai Kutan için; çekilme yönünde bir baskı söz konusu değildi ve olamazdı. Ancak MHP'de bir dönem tereddüt yaşandı. Hayli uzun süren bir sessizlikten sonra, Bahçeli'nin göreve devam edeceği anlaşıldı. MHP zaman içinde uğradığı seçim şokunu atlattı ve gelecek seçimlerde yeniden barajı aşıp Meclis'e girebileceği bir konuma geldi. Lakin MHP'nin liderlik meselesi bitmiş değil! 19 Kasım'daki Kurultay için Prof. Ümit Özdağ da adaylığını açıklamış bulunuyor. Görünüşe bakılırsa, yine sıkıntılı bir durum söz konusu. Çünkü MHP Yönetimi, Özdağ'ın parti üyeliğini kabul etmedi. Özdağ da buna karşılık mahkeme kararı ile üyelik statüsünü aldığını belirtiyor!.. Bu gelişmeler, yaklaşmakta olan kurultayın yine sancılı olabileceğinin göstergesi. Kurultay'dan çıkacak sonuç ve kurultay sonrası partinin birlik ve bütünlük durumu, MHP'nin gelecek seçimlerdeki başarısını doğrudan etkileyecektir... Ancak daha şimdiden yaşanan gerginlikler sebebiyle; kurultayda işlerin çok da kolay olmayacağını söylemek yanlış olmayacak. Özellikle Sayın Bahçeli açısından 19 Kasım'daki kurultay kritik bir eşik niteliğinde... Doğru Yol Partisi, eğer 3 Kasım 2002'de 146 bin oy daha alabilseydi; 70 milletvekili ile Parlamentoya girecekti ve şüphesiz bambaşka bir siyasi tablo oluşacaktı. Ancak öyle olmadı. Çiller'in yerine gelen Mehmet Ağar, partinin kıdemli bazı isimleri tarafından uzun süre benimsenme problemi yaşadı. Bu durum 2004 Martındaki yerel seçimlerde etkili oldu ve DYP, yine yüzde onluk barajın altında kaldı. Ağar mücadeleci kişiliği ile, zorlukları aşmak için sürekli çalıştı. Muhalefet partileri içinde yurdu en fazla gezen lider oldu. Ağar bu çabası ile parti tabanında belli bir kabul gördü belki ama; partinin tavanı için aynı şeyi söylemek kolay değil. Uzun müddet Ağar'a alternatif olabilecek isim arandığı kimsenin meçhulü değil. Hâlâ daha bu arayışların sona erdiği de söylenemez!.. Ancak bu arada Mehmet Ağar da boş durmuyor, atak üstüne atak yapıyor. Son olarak hem askerlerle girdiği farklı diyalog, hem de bölücü örgüt militanları için seslendirdiği; "Dağda gezeceklerine, düz ovada siyaset yapsınlar..." görüşü, olumlu-olumsuz hayli yankı yaptı. Bu açılımla Sayın Ağar, daha önce de belirttiğimiz gibi belki dikkat çekici bir çıkış yapmış oldu ancak; esas olan bu denemenin devamının nasıl geleceğidir. Zira daha önce de Süleyman Demirel; "Kürt realitesini kabul ediyoruz..." beyanıyla ve Tayyip Erdoğan da "Kürt Sorunu"nu en yalın ifadesiyle dile getirdi. Fakat bu söylemlerin devamında, her iki taraf açısından beklenen olumlu yaklaşımlar ve gelişmeler yaşanmadı... Yani Ağar açısından da, hem parti içindeki pürüzler, hem de parti dışındaki siyasi ve ideolojik zorluklar ortadan kalkmış değildir. Bu yüzdendir ki, DYP'nin barajı aşıp aşamayacağı konusundaki değerlendirmeler; hâlâ daha yeterince kesin ve net değil. Kısacası, Ağar'ın da gelecek seçimde işi hayli zor!.. Diğer partilere gelince, onlar şimdilik denklemin dışında gibi. Ama seçimlere yakın, özellikle DTP ve SP'nin alabileceği oy oranı; tahminlerde ve ittifak arayışlarında önemli bir gösterge olabilir.