Siz ne zaman geçmişinizle yüzleşeceksiniz?!

A -
A +

Hrant Dink cinayeti ile ilgili olarak Batı basınında devam eden yankılar, beklenen mecraya girdi... İngiliz gazetesi The Observer; başyazısına "Türkiye geçmişi ile yüzleşmeli..." şeklinde başlık atmış. Bu "geçmiş"ten kastedilen şeyin, 1915'teki Ermeni tehciri ve soykırım iddiaları olduğunu belirtmeye gerek yok herhalde! Bu cinayeti bahane ederek Türkiye'yi soykırım iddialarını kabule zorlamak, en hafif deyimi ile yüzsüzlüktür. Nitekim bahse konu cinayetle hayatını kaybeden Ermeni vatandaşımız Hrant Dink de; Batı'nın soykırım iddiaları konusunda "ahlaklı davranmadığını" her yerde söylüyordu... Fransız Tv 5 kanalına verdiği röportajda da Hrant yaptıklarını yüzlerine haykırıyordu: "Osmanlı teba'asındaki Ermenilerle Türklerin arasını bozan, Batı'dır" diyordu. Gerçekten Ermeni milislerine kendi askerlerinin üniformalarını giydirerek; Maraş'ta, Adana'da, Urfa'da savaştıranlar Fransızlar değil miydi? Hrant Dink, Batı'nın günümüzdeki soykırım iddiaları ile ilgili olarak, Batı'nın yaklaşımını maksatlı buluyordu. "Batı'nın Türklerle meselesi var..." diyordu ve "Batı Ermeniler üzerinden kendi meselesini halletmeye çalışıyor, Ermeni Diasporasını da bunun için kullanıyor..." diye onların yüzüne tokat gibi laflar vuruyordu. Diasporanın bu oyuna alet olmamasını da hatırlatıyordu!.. Evet, herkes geçmişi ile yüzleşmeli. Buna kimsenin bir diyeceği yok. Ama nereden ve kimden başlamalı acaba? Ermenilere üniforma giydirip sivil halkın üzerine saldırtan; Cezayir'de soykırım metotlarıyla bir buçuk milyon insanı katleden Fransızlardan mı? Yoksa Ermenileri, teb'ası oldukları Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtıp Van'da isyan çıkarttıran, Erzurum'da katliam yaptıran Ruslardan mı? Daha 19 yıl önce, yani 1988'de Karabağ'da 20 bin Azeri'yi katleden, 1992'de sadece 600'ü Hocalı'da olmak üzere; bir günde 1300'den fazla sivili vahşice öldüren, yani toplam olarak Karabağ topraklarında 35 bin insanın hayatını söndüren Ermenistan ordusunun en büyük destekçisi Ruslar değil miydi? 1915'te İttihat ve Terakki yönetimine tehcir kararını tavsiye eden Alman generaller değil miydi? 1921'de Berlin'de; tehcir kararına dahiliye nazırı olarak imza atmış olan (daha sonra sadrazam) Talat Paşa'yı öldüren Ermeni terörist Sogomon Tehliryan'ın mahkemesinde, katili değil de Türkleri yargılamaya kalkışan ve kısa sürede de Tehliryan'ı serbest bırakan Almanlar değil miydi? Soykırımın en fecisini onlar Yahudilere yapmadı mı? Peki beş yüz küsur yıl önce Endülüs'ten, 70 küsur yıl önce Almanya'dan kaçan Yahudilere kim kucak açtı? Kimse ikiyüzlülük yapmasın! 1995'te Bosna Hersek'te; onbinlerce Boşnak boğazlanırken The Observer gazetesi neredeydi acaba? Başta İngiltere olmak üzere bütün Avrupa Müslüman Boşnaklara uygulanan soykırımı seyretmiyor muydu? Daha birkaç hafta evvel; dünün kendisi küçük ama sömürge toprakları geniş ülkesi Hollanda; Srebrenitza kasabasında BM arması altında sekiz bin Boşnak sivili Sırp kasaplarına teslim edip öldürten BM görevlisi subaylarına madalya takmadı mı? Kraliçenin askerleri halen Irak'ın güneyinde, Basra'nın banliyölerinde zavallı Iraklılara neler yapıyor acaba? The Observer gazetesi yapılan işkencelerin yüzde kaçını gündeme getirebiliyor? Doğru, herkes geçmişi ile yüzleşsin. Lakin kimse yüzsüzlük, yahut ikiyüzlülük yapmasın!.. Hrant Dink; her fırsatta Avrupa Birliği'nin Hristiyan kimliğini tescil ettirmeye çalışan ve Ermeni meselesini kullanarak, Türkiye'yi AB'den olabildiğince uzak tutmaya yeltenen Merkel'in samimiyetsiz politikasını ikiyüzlülük; Fransa'nın soykırımı kabul etmeyenlere hapis cezası dayatmasını da fikir özgürlüğünü ortadan kaldıran "ahlaksızca" bir tavır olarak kabul ediyordu. Tamam, Türkiye de geçmişi ile yüzleşsin. Bu konuda korkulacak veya utanılacak bir geçmişimiz yok. Bazı cahil monşer tiplerin, devlet düşmanlığı için her fırsatı kullanan eski tüfek komünistlerin; "Bizde hoşgörü yoktur..." türünden kestirip atmalarına bakmayınız. Münferit olaylardan yola çıkarak, kimse Türk milletini topyekûn mahkum edemez! Gerçek manada hoşgörü; hem de yüzyıllarca bu topraklarda hüküm sürmüştür. Bunu en iyi bilebilecek topluluklardan biri de Ermenilerdir. Bir şey daha var: Tuhaf bir şekilde ve ısrarla Tayyip Erdoğan'a Dink'in cenazesine katılıp katılmayacağı soruluyor... Beyler sadece Erdoğan değil; 70 milyon vatandaş toptan cenaze törenine katılsa da, Hrant'ın naaşı Türk bayrağına sarılsa da; Batı'nın hakkımızdaki hükmü değişmeyecektir. Onun için birtakım zorlamalara ihtiyaç yoktur. Tabii ki, Dink'in cenazesi gerektiği gibi kaldırılmalıdır. Ama Başbakanın katılıp-katılmamasını mesele haline getirmek doğru değildir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.