Son düzlüğe girerken...

Haftaya bugün, yaklaşık kırk milyon seçmen sandık başına gidecek... Bu seçimler Türk siyasi tarihinde yeni bir kırılma noktası olacak. Bunun altını çizelim. Şu ana kadar devam eden kampanyalara bakıldığında, yerelden ziyade bir genel seçim havasının hüküm sürdüğü, hemen herkes tarafından kabul ediliyor. Sandık sonuçları da, genel seçim gibi değerlendirilecektir. Ülke siyaseti ile birlikte, kaybeden partilerin iç yönetimi açısından da etkileri olacak. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette sandık sonuçlarının medya organları için de bir takım sonuçları olacak... Özellikle habercilik adına gri propaganda yapanlar, her şeyi ama her şeyi ajite edenler, böylece halkın zihnini çelmeye çalışanlar... Kamuoyu araştırması diye bir takım uçuk tahminleri, psikolojik seans uygulaması misali tekrarlayanlar... Bakalım 29 Mart gecesi, bu kumpasları kuranların yüzü hangi renkte olacak!.. Dahası bunlar, bir türlü tutmayan öngörülerini nasıl tevil edecekler? Şimdiye kadar olduğu gibi, pişkince bir tutumla yine, suçu vatandaşa mı yüklemeye kalkışacaklar? Maalesef medyanın önemli bir kısmının, halk indinde kredisi tükenmiş durumda. Lakin hâlâ daha bazıları, suyu yokuş yukarı akıtmaya yelteniyor. Ancak Türkiye normalleştikçe, sapkın düşünceler daha çok sırıtıyor ve vatandaş tarafından derhal yokluğa mahkum ediliyor. Bu arada artık, karanlık mahfillerde kurulmaya çalışılan tuzaklar, çok çabuk deşifre ediliyor. Yani eskisi gibi korku ve tehdit salarak, siyasi sonuç alma gayretleri hemen boşa çıkıyor... Dün 21 Mart olması hasebiyle, ülkenin her yanında "nevruz" etkinlikleri vardı. Geçmiş senelerde 21 Mart günü, tezgahlanan şiddet eylemleri yüzünden, bir kabusa dönüşürdü. Bu defa yurdun genelinde sakin geçmesi çok sevindiricidir. Keza şu ana kadar, seçim atmosferini bozacak herhangi bir olayın vukua gelmemesi de memnuniyet vericidir. Yukarıda belirttiğimiz üzere, Türkiye normalleştikçe; güvenlik, huzur ve toplumsal barışın temini de kolaylaşmaktadır. Yıllarca memleketimizde cereyan eden dehşet verici pek çok kirli olayın da üzerindeki sır perdesi kalkıyor. Ülkede bir darbe ortamı hazırlamak için pompalanan kargaşa ve anarşik olayların tezgahlandığı odaklar, artık gün ışığına çıkmış durumda. Yarım asırdan beri hep çetelerle, darbecilerle iş tutan, adeta darbe manyağı olmuş kimilerinin, kimlerle hangi dolapları çevirmeye çalıştığı, artık inkarı mümkün olmayan bir netlikte ortaya çıkmış bulunmaktadır... Hiç kimse devekuşu gibi kafasını kuma gömmeye kalkışmasın!. Darbecilerin mızrağı çuvala sığmıyor. Hain tezgahların üzerini örtebilir miyiz diye çabalayanlar var. Lakin zırva tevil götürmüyor. Halkın zekasıyla alay edercesine, darbecilik ve çetecilik faaliyetlerini bir gazetecilik olayı, yahut mesleki çalışma diye yutturmaya kalkışanlar fazlasıyla gülünç olduklarını anlamalıdır. Özetlersek: yalan-dolanla, korku pompalamakla, halkı sindirmeye; bir biçimde kararından vazgeçirmeye çalışanlar boşuna heveslenmesin. Bu millet her zaman doğru karar vermiştir. Yine öyle yapacaktır...